Entelektüel Sermayenin Temel Finansal Tablolar Aracılığıyla Sunulması



Giriş
Bilişim çağı, işletmeleri fiziksel varlıklardan ziyade bilgi ürünü maddi olmayan varlıklara sahip olmaya yöneltmektedir. Bu yönelim, müşteri hizmet talebinin toplam talep içerisindeki ağırlığının artması ve üretim faktörleri içerisinde bilginin önemli hale gelmesi gibi hususların yaşanması neticesinde ortaya çıkmıştır. Global dünyanın ortaya koyduğu hızlı değişim, kaçınılmaz olarak geleceğe yönelik stratejiler geliştiren işletme yönetimine, yaşanan değişimi takip ederek gerekli kararları yerinde ve zamanında alma zorunluluğu getirmektedir. Yönetimin, kararlarında ihtiyaç duyduğu bilgilerin muhasebe tarafından üretilmesi, muhasebe sistem ve bilgilerinin de bu gelişime paralel şekilde kendisini yenilemesi gereğini doğurmaktadır.
İşletme hakkında gerekli stratejileri geliştirecek yönetimin bilgi gereksiniminin, tarihi maliyet esasına dayalı ve daha çok maddi varlıklara ağırlık veren bir muhasebe sistem ve bu sistemce hazırlanan finansal tablolarla karşılanması mümkün değildir. Çünkü mevcut muhasebenin tarihi maliyet temeline dayalı sunduğu bilgilerle ortaya konulan işletme değeri ile piyasanın işletmeye biçtiği değer arasında büyük farklar oluşabilmektedir. İşletme değerini doğru bir biçimde ortaya koyamayan bilgilerle geleceğe yönelik alınacak kararların sorunlar yaratma olasılığı yüksek olacaktır1. Dahası sözkonusu bilgiler, sadece yöneticilerin geleceğe yönelik kararlarıyla sınırlı kalmayıp, yatırımcılar, kredi kuruluşları, ortaklar gibi bütün çıkar gruplarının kararlarını da yakından ilgilendirmekte ve etkilemektedir. İşletme ilgili karar alıcıların doğru hareket etmeleri açısından, işletmelerin kendi bünyelerinde zamanla üretip sahip oldukları, temelini bilgi, enformasyon ve deneyimin oluşturduğu, know-how, patent, telif hakkı, örgüt kültürü ve marka gibi entelektüel değerlerin finansal tablolarda gösterilmesi gerekir.
Bu bağlamda ele alınan bu çalışmanın amacı, bilişim çağını yaşayan işletmelerin sahip oldukları entelektüel değerlerin; ne anlama geldikleri, hangi unsurlardan oluştukları, nasıl ölçülebildikleri ve sözkonusu değerlerin finansal tablolara nasıl aktarılabileceği konusunu incelemektir. Bunun için çalışmada ilk önce entelektüel sermaye kavramı üzerinde durulmuş, daha sonra entelektüel sermaye unsurları belirtilerek işletmelerde entelektüel değerlerin bu unsurlar bazında ölçülmesi konusuna değinilmiştir. Çalışmanın sonunda ise özellikle Türkiye’de Tek Düzen Muhasebe Sistemi ile uyumlu bir şekilde, varolan entelektüel değerlerin temel finansal tablolara nasıl aktarılabileceği konusu değerlendirilmiştir.
1. Entelektüel Sermaye Kavramının Tanımı ve Açıklaması
Entelektüel sermaye kavramını tanımlamadan önce “entelektüel” ve “sermaye” kavramlarının tanımlarını ayrı ayrı ortaya koymak konunun incelenmesi açısından yararlı olacaktır. Entelektüel kelimesi, kaynağı batı dillerine dayanan ve bilim, sanat ve kültür alanlarında yüksek derecede eğitim görmüş kimse, ya da aydın kesimini ifade etmede kullanılan bir kavramdır (Seyidoğlu, 1992, s.230).
Sermaye kelimesi ise, bakış açısına göre farklılık arzetmektedir. Örneğin muhasebe açısından “işletmenin sahip olduğu her türlü iktisadi kıymetlerin kaynağı”(Sürmen, 2000, s.24), iktisat bilimi açısından, “mal ya da hizmet üretiminde kullanılan üretilmiş üretim araçları”(Yazıcı, M., 1990, s.18), işletme bilimi açısından, “işletmenin amaçlarına ve üretim çabalarına uygun olarak sahip olduğu tüm maddi ve maddi olmayan varlıkların toplamı”(Yazıcı, K., 2001, s.176) gündelik yaşamda ise, “geçmiş tasarrufların sonucu biriken para stoku” nu ifade etmede kullanılmaktadır.
Hızlı bir şekilde değişime ve gelişime tanıklık eden 20. yüzyılın işletmeciliği kaçınılmaz olarak bu iki kavramı bir araya getirmiştir. Bu değişim toplumsal yapı ve aynı zamanda ekonomik yapı ile paralel seyir izlemiştir. Sanayi toplumunun ve ekonomisinin genel özelliği olan somut -maddi- varlıklara –bina, makine, teçhizat, vb.- yönelik verilen önem, bilgi toplumuna ve bu bağlamda bilgi ekonomisine geçişle yerini ağırlıklı olarak bilgi, beceri ve iletişim gibi soyut varlıklara bırakmıştır.
Geçmişin entelektüel birikimi olan bilginin çağın işletmecilik anlayışında sahip olunan sermayenin önemli bir unsuru haline gelmesi, işletmelerde entelektüel olarak ifade edilen maddi olmayan varlıklara sahip olma, onları kullanma ve yönetme gibi hususları gündeme getirmiştir. İşletmelerin, gerek yerel gerekse global piyasalarda ayakta kalma, mevcut ve muhtemel rakiplerle rekabet etme gibi hususları doğrudan etkileyen unsurlar olmaları münasebetiyle, gerçekleşen bu değişim ve gelişmelere duyarsız kalmaları mümkün değildir.
Entelektüel sermaye konusunun kavram olarak ortaya çıkışı 1960’lı yıllara kadar gitmekle birlikte uygulama alanında ilk örneklerin ortaya çıkışı 1990’lı yılların ikinci yarısına rastlamaktadır. Sözkonusu gecikmenin, zamanın iş ortamının çalışan-işyeri-müşteri ilişkilerinin bugüne oranla daha katı kurallara bağlanmış olması ve bu katılığın yeni fikir ve buluşlara dayalı yeni iş alanlarının gelişmesini sınırlamasından kaynaklandığı ifade edilmektedir(Tekin, 1999, http://www.strata.com.tr.19.04.2002))/.
Entelektüel sermaye kavramına ilişkin konuyla ilgilenenler tarafından farklı bakış açılarının doğal sonucu olarak çeşitli tanımlar yapılmıştır. Sözkonusu tanımların bazılarına aşağıda değinilmiştir.
En basit şekliyle entelektüel sermaye, “bir organizasyonun bilgi değeri” (Akpınar, 2000, s.52), veya duyumsanmayan ve görünmeyen varlıklar olarak bir işletmenin sahip olduğu kayıtlı bilgiler ve işletmedeki çalışanların bilgi, beceri ve deneyimleri” (Büyüközkan, 2002, s.35) şeklinde tanımlanmaktadır.
Konuyla yakından ilgilenen Thomas A. Stewart kaleme aldığı “Entelektüel Sermaye-Örgütlerin Yeni Zenginliği” adlı kitabında entelektüel sermayeyi “zenginlik yaratmak üzere kullanıma sokulabilen entelektüel malzemedir, yani bilgi, enformasyon, entelektüel mülkiyet ve deneyim” (Stewart, 1997, s.XII, Çev : N. Elhüseyni) şeklinde tanımlamaktadır.
Hugh McDonald entelektüel sermayeyi “bir kuruluşun içinde bulunulan ve ilave avantaj yaratmada kullanılabilen bilgi, bir başka deyişle bir şirket içindeki insanlar tarafından bilinen ve şirkete bir rekabet üstünlüğü kazandıran şeylerin toplamı” (Stewart, 1997, s.72) şeklinde tanımlarken, Klein ve Prusak ise, “daha yüksek değerli bir varlık üretmek üzere formalleştirilmiş, elde edilmiş ve harekete geçirilmiş entelektüel malzeme” (Büyüközkan, 2002, s.36) olarak değerlendirmişlerdir.
Konuyu işletme değeri veya muhasebe açısından inceleyenler ise entelektüel sermayeyi, “bir işletmenin defter değeri ile, bu değere ödenilmeye hazır olunan değer arasındaki fark” (Brooking, 1997, s.364) şeklinde tanımlamaktadırlar. Bu tanım daha çok geleneksel muhasebede yer alan ve yabancı literatürde “good will” olarak ifade edilen şerefiye tanımını yansıtmaktadır. Entelektüel sermayenin, oluşum, yönetimi ile işletme başarısındaki önemi ve bileşenleri açısından değerlendirilmesi durumunda geleneksel şerefiye tanımından daha geniş yapıya sahip olduğu görülmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak entelektüel sermaye; mayasını bilgi, beceri, deneyim ve enformasyonun oluşturduğu, işletmenin mevcut ve gelecekteki başarısını doğrudan etkileyen ve rakip firmalarla kıyaslamada konumunu ortaya koyan sahip olduğu bilgi, bilgi sistemleri, patent, telif hakları ve lisans anlaşmaları gibi maddi olmayan –soyut- varlıkların bütünü şeklinde tanımlanabilir.
Bu noktada, literatürde sıkça kullanılan beşeri sermaye kavramıyla entelektüel sermaye kavramı arasındaki ilişkiye değinmekte yarar vardır. Beşeri sermaye; “insanlara bilgi, beceri ve hüner kazandırmak için yapılan eğitim harcamaları” şeklinde tanımlanmaktadır (Seyidoğlu, 1992, s.77). Tanımdan da anlaşılacağı üzere beşeri sermaye kavramı ile kastedilen, üretim sürecinde yer alan insanların bilgi ve deneyimlerinin geliştirilmesine yönelik yapılan yatırımları ifade etmektedir. Bu ise, entelektüel sermaye unsurlarından insan sermayesinin bir bileşenini oluşturmaktadır. Entelektüel sermaye unsurlarının açıklandığı kısımda da görüleceği üzere entelektüel sermaye, insan sermayesinin yanı sıra, yönetim felsefesi ve örgüt kültürü gibi yapısal sermaye ile müşteri sadakati ve dağıtım kanalları gibi müşteri sermayesi gibi unsurlardan meydana gelmektedir. Bu yönüyle entelektüel sermaye kavramı, beşeri sermayeyi de içine alacak şekilde fakat ondan daha geniş bir kavram olarak ele alınmaktadır.
Bilişim çağında üretimin belirleyicisi toprak ve sermayeye nazaran bilgidir. Bilgi, üretilen, satılan ve satın alınan bütün mal ve hizmetlerin asıl bileşeni halini almıştır. Bu nedenle bilgiyi bulup geliştirmek, saklamak, yönetmek bireylerin, işletmelerin ve ulusların en önemli ekonomik görevi haline gelmiştir (Yurtseven, 2000, s.413). Bu ise entelektüel sermayenin önemini ortaya koymaktadır. İşletmelerin yatırımlarını artan bir biçimde makine, bina, eğitilmemiş insan gücü ve benzerlerinden ziyade, akılsal ürünlere (eğitim, patent, telif hakkı, know-how, ticari sır, bilgi, bilgi işleme vb) ve yaratıcılığa yönelik yapmaları bu hususu destekler niteliktedir.
2. Entelektüel Sermayenin Unsurları
İşletmelerde entelektüel sermayeyi oluşturan unsurlara, konuyla ilgilenenler tarafından temelde aynı temayı işlemekle birlikte değişik adlar kullanılmakta ve bu unsurlar entelektüel sermaye modelleri veya bileşenleri olarak da ifade edilmektedir.
Dünyada ilk kez entelektüel sermaye raporu yayımlayan İsviçre şirketi Skandia’ya göre entelektüel sermayenin “insan” ve “yapısal” olmak üzere iki bileşenden meydana geldiği belirtilmektedir (Edvinsson, 1997, s.366). Rapora göre, yapısal sermaye müşteri ve organizasyonel sermaye olmak üzere iki alt bölüme ayrılırken, organizasyonel sermaye de kendi altında yenilik ve süreç sermayelerine ayrılmaktadır (Büyükozkan, 2002, s.37).
Bir başka görüşe göre ise, entelektüel sermaye unsurlarının insan sermayesi, yapısal sermaye ile müşteri ve ilişkisel sermayenin karşılıklı etkileşiminden meydana geldiği belirtilmektedir (Roos –Roos, 1997, s.416).
Diğer bir yaklaşım ise Sveiby tarafından yapılmış olup, entelektüel sermaye unsurlarının; içsel yapı -organizasyon seviyesindeki duyumsanmayan varlıklar olup şirket kültürü, bilgi sistemleri ve çalışma şekli-, dışsal yapı -çevreyle ilişki sonucu oluşan sermaye- ve çalışanların yeteneklerinden oluştuğu şeklindedir (Bukh ve diğ., 2001, s.91).
Dzinkovski (2000) tarafında yapılan yaklaşımda ise, entelektüel sermaye unsurları çalışanlar, işletme ve müşteriler olarak sınıflandırılmaktadır (Guthrie, 2001, s.30).
Yukarıda belirtilen unsurlara yenileme ve gelişme sermayesi gibi unsurlar ekleyenler de bulunmaktadır. Aşağıda entelektüel sermaye unsurları, genel kabul gördüğü üzere, insan sermayesi, yapısal sermaye ve müşteri sermayesi olarak üç başlık halinde incelenecektir.
2.1. İnsan Sermayesi
İnsan sermayesi, işletme bünyesinde bulunan insanların bilgi, beceri, yetenek, tecrübe, sezgi ve tutumları gibi beşeri unsurların toplamını ifade eder.
Stewart, insan sermayesini, bütün merdivenlerin başladığı yer, buluşçuluğun kaynağı ve kavrayışın pınarı olarak kabul etmekte, Edvinson ise, entelektüel sermayeyi bir ağaca benzeterek insanları bunun yetişmesini sağlayan bitki özleri olarak betimlemektedir (Stewart, 1997, s.94).
İşletmelerin amacı, karlı kullanabilecekleri ölçüde insan sermayesine sahip olmaktır. İnsan sermayesinin özünü buluşçuluk oluşturmaktadır. Bu nedenle bir işletmede çalışan insanlar zamanlarını ve yeteneklerini büyük ölçüde yenilik getirici faaliyetlere yönelttiğinde, insan sermayesi yaratılmış ve kullanılmış olur (Stewart, 1997, s.95). Bu sermayeyi geliştirmek, çalışanların fikirlerine önem vermeye ve iş geliştirmeye yönelik önerilerini dinlemeye bağlıdır.
İçinde bulunduğumuz bilgi çağında işletmelerin temel hedefi insan sermayesini verimli bir şekilde kullanmaktır. İşletmelerin içinde bulunduğu kızgın rekabet ortamı onların sahip oldukları insan sermayesini verimsiz kullanma lüksünü ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle işletmeler, bünyelerinde bulunan insanların tümünü işin içine katmakta ve onların sahip oldukları fikirlerden maksimum düzeyde yararlanma yoluna gitmektedirler. Bünyesinde bulunan insanların sahip oldukları bilgilerden en iyi biçimde yararlanmada işletmenin kollektif yeteneği olarak da belirtilen insan sermayesinin bileşenlerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (Guthrie, 2001, s.35);
- Teknik bilgi (know –how),
- Eğitim,
- Mesleki yeterlilik,
- Bilgi üretimine yönelik çalışmalar,
- Yetenek/beceri oluşturmaya yönelik çalışmalar,
- Girişimcilik coşkusu, mucitlik, kabullenici ve reddedici yetenekler, değişimcilik.
2.2. Yapısal Sermaye
Yapısal sermaye, bir örgüt olarak işletmenin sahip olduğu yöntem ve politikalar biçiminde kurumsallaştırılmış bilgi teknolojilerden - veritabanları, kayıtlar ve çeşitli biçimlerdeki belgelemeye, yönetim felsefesinden - örgüt kültürüne, finansal ilişkilerden - patentlere kadar bütün unsurların karışımını ifade eder.
Buluşçuluğun temeli bilgiye dayanır. Bilginin ise örgüt içerisindeki insanlar tarafından üretildiği ve insan sermayenin bir bileşeni olduğu daha önce ifade edilmişti. İşletmelerde insan sermayesini oluşturan bilginin önemi küçümsenemez. Fakat insan sermayesini işletme başarısı için performansa dönüştürecek kurum ise işletme yönetimidir. İşletme yönetimi ise diğer bileşenleri ile birlikte yapısal sermayeyi meydana getirmektedir. Bu nedenle yapısal sermaye insan sermayesinden daha önemli olmaktadır.
İşletmeden işletmeye farklılık arz etmekle birlikte örgüt içerisinde yapısal sermayeyi oluşturan unsurları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (Önce, 1999, s.29);



Entelektüel Mülkiyete İlişkin; Altyapı Varlıkları;

-
- Patentler, - Yönetim felsefesi,
-
- Telif hakları, - Örgüt kültürü,
-
- Dizayn hakları, - Yönetim süreçleri,
-
- Ticari sırlar, - Bilgi sistemleri,
-
- Ticari amblemler , - Ağ sistemleri,
-
- Hizmetle ilgili amblemler. - Finansal ilişkiler.

2.3. Müşteri Sermayesi
Müşteri sermayesi, organizasyonun müşteri, tedarikçi ve toplumun geri kalan kesimiyle ilişkisinin değerini ortaya koyar (Chwalowski, 1997, s.89) ve sözkonusu kişilerin organizasyona bağımlılıklarını ifade eder (Aşıkoğlu – Aşıkoğlu, 1998, s.587).
Konuyla ile ilgili olarak Stewart şu ifadelere yer vermektedir. “müşterileri olan her şirketin müşteri sermayesi vardır. Hubert Saint-Onge bu sermayeyi şirketin unvan değeri, satış yaptığı kişi ve kuruluşlarla süregiden ilişkileri olarak tanımlıyor. Entelektüel varlıkların üç genel kategorisi – insan sermayesi, yapısal sermaye ve müşteri sermayesi -içinde değeri en belirgin olan müşterilerdir. Faturaları ödeyen onlardır. Bu nedenle finansal raporlarda bıraktıkları ayak izleri, çalışanların, sistemlerin ya da kapasitelerin vurduğu damgalara oranla daha kolay gözlenebilir. ... müşteri sermayesini yansıtan piyasa payı, müşteri tutma ve kaçırma oranları, müşteri başına karlılık gibi göstergeleri takip etmek görece kolaydır.” (Stewart, 1997, s. 158- 159).
Günümüzde işletmelerin temel amacı olan kârı elde edebilmelerinin gerekli araçlarından birisi müşteri memnuniyetini sağlamaktır. Tarihi süreç içerisinde bir zamanların üreticinin egemenliğine dayanan geleneksel pazarlama anlayışında “ne üretirsem alılar!” felsefesi yerini müşteri memnuniyeti ve toplumun uzun vadeli çıkarlarını gözetmeye dayalı “neyi, nasıl üretir ve ne şekilde sunarsam alırlar?” anlayışına bırakmıştır. Doğal olarak bu anlayış, aniden oluşmayıp toplumsal ve ekonomik gelişmeyle paralel bir seyir izlemiştir.
Kültürümüzde yer alan “müşteri velinimetimizdir” özdeyişi, müşteri sermayesinin eski versiyonu olarak bugünkü manada değerini ortaya koyuyor olmalı. İnsanların müşterilere karşı doğal ve samimi davranıştan uzak müşteri memnuniyetine yönelik rol yapıyor olmaları işletmelerin sahip oldukları müşteri sermayesinden yeterince istifade edememelerinin bir nedeni olarak görülebilir. Geçmişin “müşteri velinimetimizdir” felsefesi ile günümüzün müşteri memnuniyetine dayalı modern pazarlama anlayışı arasındaki farklılık da burada doğuyor olsa gerek.
Müşteri sermayesinin unsurlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (Guthrie, 2001, s.35);
- Markalar - İşle ilgili işbirliği
- Müşteriler - Lisans anlaşmaları
- Müşteri sadakati - İstenen nitelikteki sözleşmeler
- İşletme adı - Franchising anlaşmalar
- Dağıtım kanalları
3. İşletmelerde Entelektüel Sermayenin Ölçülmesi Sorunu
İşletmelerin sahip oldukları maddi varlıkların değerlerini tarihi maliyet, yenileme -ikame- maliyeti gibi maliyet ölçüleriyle –küçük farklılıklarla olmakla birlikte- belirlemeleri mümkündür. Neticede elle tutulur, gözle görülür varlıklar oldukları için ve gerek ediniminde katlanılan bir maliyetin olması gerekse değerleme anında piyasada alım satımı yapılması halinde belirli bir fiyatının oluşması nedeniyle eskime paylarını da dikkate alarak işletmelerin sözkonusu varlıklara değer biçilmeleri mümkündür.
Entelektüel sermayenin ölçülmesinde ise durum biraz farklıdır. Bilindiği üzere entelektüel sermayenin özünü bilgi ve bileşenleri teşkil etmektedir. Soyut varlıklar olması ve işletmeden işletmeye farklılıklar arzetmesi münasebetiyle bilgi ve bileşenlerini ölçmek maddi varlıklara nazaran daha zor ve kompleks bir hal almaktadır.
Buna rağmen işletmelerin sahip oldukları entelektüel sermaye değerlerinin ölçülmesine yönelik mutlak doğruluk taşıdıklarına dair endişeler dile getirilmekle birlikte çeşitli yaklaşımlar ve teknikler sunulmaktadır. Bu yaklaşımlardan bir kısmı entelektüel sermayenin bileşenlerine göre ölçülmesine, bir kısmı ise, entelektüel sermayenin işletme düzeyinde ölçülmesine yöneliktir.
Entelektüel sermayenin bileşenlerine göre ölçülmesi yaklaşımında, entelektüel sermayeyi oluşturan unsurlardan – insan sermayesi, yapısal sermaye ve müşteri sermayesi- herbirinin alt bileşenleri ile birlikte teker teker finansal açıdan ölçülmesi ifade edilmektedir. Örneğin Stewart, “insan sermayesinin çıktısı buluşçuluk, yapısal sermayenin çıktısı ise verimliliktir” şeklinde ifadeye yer vererek insan sermayesinin ölçümlemesinde, buluşçuluğun, görev süresinin, personel devrinin ve tecrübenin; yapısal sermayenin ölçülmesinde, bilgi stoklarına biçilen değerin, bürokratik direncin ve müşteri sermayesinin ölçülmesinde ise, müşteri tatminin ve sadık bir müşterinin değerinin belirlenmesine yönelik yaklaşımlarla entelektüel sermayenin tespit edilebileceğini belirtmektedir (Stewart, 1997, s.257-,277). Nick Bontis tarafından geliştirilen yaklaşımda ise, 63 faktör yardımıyla işletmenin entelektüel sermaye performansı belirlenmektedir. Bu ve benzeri yaklaşımlar, işletmelerin sahip oldukları entelektüel sermaye düzeyinin belirlenmesi yanında daha çok entelektüel sermaye performansını belirlemeye ve belirlenen işletme entelektüel sermaye performansını benzer firmalarla kıyaslamaya elverişlidir2. Entelektüel sermayenin işletme düzeyinde ölçülmesi yaklaşımında ise, aşağıda alt başlıklar halinde incelenecek olan;

- Piyasa Değeri / Defter Değeri Oranı,
- Tobin’in Q Oranı,
- Maddi Olmayan Varlıkların Değerlerinin Hesaplanması,
şeklinde önerilen yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler işletme bütününe yöneliktir. Yöntemlerin özü, sahip olunan entelektüel sermaye değerini, piyasada hisse senetleri aracılığıyla işletmeye biçilen değerin işletmenin denetlenmiş finansal tablolarındaki değeri ile kıyaslamak suretiyle belirlemektir.
3.1. Piyasa Değeri / Defter Değeri Oranı
Piyasa Değeri/ Defter Değeri Oranı, işletmenin dolaşımdaki hisse senetlerinin belli bir tarihteki işlem gördüğü piyasa fiyatının, aynı tarihteki hisse senedi başına düşen özsermaye payına bölünmesi suretiyle bulunmaktadır.
İşletmenin piyasa değeri, dolaşımda bulunan hisse senetlerinin belli bir tarihteki yatırımcılar tarafından ödenmeye razı olunan tutarıdır. Defter değeri ise, işletmenin bilançosunda yer alan varlıklardan borçların düşülmesi sonucu elde edilen değeridir.
Bu yöntemde işletmenin entelektüel sermayesi, piyasa değerinden defter değeri düşüldükten sonra kalan tutar olarak belirtilmektedir. Örneğin X A.Ş’nin piyasada işlem gören hisselerinin toplam değeri 100 milyar TL ve defter değeri 60 milyar TL ise, X A.Ş.’nin sahip olduğu entelektüel sermaye tutarı 100 milyar – 60 milyar = 40 milyar TL’dir. Aynı zamanda işletmenin entelektüel sermaye performansı 100 milyar / 60 milyar = 1.67’ dir. Bu ise işletmenin, varlıklarının yüzde 67’ i oranında entelektüel sermayeye sahip olduğunu gösterir.
Yöntem sadece borsada hisse senetleri işlem gören işletmeler için uygulanabilmektedir. Çünkü borsada hisse senetleri işlem görmeyen bir firmanın (tasfiye değerini bulma ve külliyen satın alınması durumları hariç) herhangi bir tarihte piyasa değerini belirlemek kolay değildir. Hesaplanmasında kullanılacak verilerin kolay elde edilmesi, karşılaştırılması ve basitliği yöntemin avantajını oluşturmaktadır. Buna karşılık, işletmenin piyasa değerinin işletme faaliyetlerinden bağımsız, sık ve bazen büyük boyutlarda sermaye piyasalarında spekülatif dalgalanmalarda olduğu gibi dış faktörler tarafından etkilenmesi ve özellikle defter değerinin çoğu zaman -amortisman ayırma ve kaydetme yöntemlerindeki farklılıklar gibi nedenlerle– olduğundan düşük gözükmesi gibi hususları dikkate almaması yöntemin sakıncalarını oluşturmaktadır.
3. 2. Tobin’in Q Oranı
Tobin’in Q oranı; Nobel ödüllü iktisatçı James Tobin tarafından geliştirildiği için bu ismi almıştır. Yatırım kararlarının tahmin edilmesi için geliştirilmiş olan bu yöntem, işletmenin yatırım kararlarını tahmin etmek için, faiz oranlarından bağımsız olarak, işletme varlıklarının yerine koyma maliyetlerini kullanmaktadır (Önce, 1999, s.38).
Her ne kadar yatırım kararlarının tahmin edilmesinde kullanılmak amacıyla geliştirilmiş olmakla birlikte Tobin’in Q oranı yaklaşımı işletmenin sahip olduğu entelektüel sermayenin hesaplanmasında da kullanılmaktadır. Tobin’in Q’su işletmenin sahip olduğu fakat diğer işletmelerin sahip olmadığı maddi olmayan varlıklar, diğer bir ifadeyle entelektüel varlıklar nedeniyle yüksek karlar sağlama üstünlüğünü ifade etmektedir (Önce, 1999, s.39). Nitekim elde edilen oranın işletmelerde teknolojiye ve insan sermayesine yapılan yatırımların değerini yansıttığı ifade edilmektedir (Stewart, 1997, s.253).
Yöntem, piyasa değeri / defter değeri yaklaşımına benzemekle birlikte, ondan farkı varlıkların defter değeri yerine “yerine koyma değerini” kullanmasıdır. Diğer bir ifadeyle “Q”, işletmenin piyasa değerinin, mevcut varlıkların yerine koyma maliyetine oranıdır.
Örneğin, X A.Ş.’nin piyasa değerinin 200 milyar TL olduğunu, varlıklarının tarihi maliyet değerlerinin 70 milyar, yerine koyma değerlerinin ise 100 milyar olduğu kabul edilirse, Q değeri şu şekilde hesaplanacaktır.
Q = İşletmenin Piyasa Değeri / İşletme Varlıkların Yerine Koyma Değeri
= 200 milyar / 100 milyar
= 2
Q değeri 1’ e eşit, 1‘den küçük veya örnekte olduğu gibi 1’den yüksek çıkabilir. Oranın 1’den yüksek çıkması, işletmenin yüksek değerde entelektüel varlıklara sahip olduğunu ve bu varlıklardan yüksek getiriler elde ettiği anlamına gelmektedir. Q değerinin 1’den küçük çıkması durumunda ise, işletmenin varlık bazında entelektüel sermayeye sahip olmadığını ve varlıkların getiri düzeylerinin yerine koyma değerini karşılayamadığı sonucunu ortaya koymaktadır.
Gerek Tobin’in Q oranı yöntemi gerekse bir önceki adımda incelen piyasa değeri / defter değeri oranı yöntemi, aynı sektörde faaliyette bulunan, aynı piyasalara hizmet veren ve benzer türde maddi varlıklara sahip olan işletmelerin maddi olmayan varlıklarının karşılaştırılması ve işletmenin entelektüel sermayesinin değerinde yıllar itibariyle gerçekleşen değişikliklerin karşılaştırılması için uygun görünmektedir. Bununla birlikte yukarıda piyasa değeri/ defter değeri oranı yönteminde de belirtildiği gibi işletmenin borsada oluşan değerinin spekülatif ataklar gibi dış faktörlerden etkilenmesi yöntemin doğru sonuçlar vermesini olumsuz manada etkileyebilmektedir.
3.3. Maddi Olmayan Varlıkların Değerlerinin Hesaplanması
İşletmelerin bankalardan kredi taleplerine, bankaların kredi limitlerinin ve şartlarının belirlenmesinde teminat olarak sahip olunan maddi varlıklara göre hareket etmeleri, bilgi yoğun işletmelerin maddi varlıklar yönünden istenen düzeyde olmamaları nedeniyle istedikleri krediyi almalarına engel oluyordu. Bu nedenle NCI3 araştırma merkezince, bilgi yoğun işletmelerin maddi olmayan varlıklarının değerlerinin ortaya konması durumunda, kredi konusunda bu işletmelere daha ılımlı davranılacağı varsayımı ile bu yöntem geliştirilmiştir (Stewart, 1997, s.254).
Yöntemde maddi olmayan varlıkların değeri, maddi varlıkların getirisi hesaplanarak bu getiriden maddi varlıklara isabet eden kısmın düşülmesi sonucu elde edilmektedir. Bu yöntemde sahip olunan maddi olmayan varlıkların değeri 7 adım yardımı ile hesaplanmaktadır. Sözkonusu adımlar hayali bir işletme örneği ile birlikte aşağıda tablo halinde sunulmuştur.



Tablo 1 : Maddi Olmayan Varlıkların Değerlerinin Hesaplanması
Adımlar Yapılacak İşlem X A.Ş. Örneği
1. Adım Üç yıl için ortalama vergi öncesi kar hesaplanır. 100 milyar TL
2. Adım Dönemsonu bilançosunda ortalama maddi varlık değerleri alınır

ve üç yılın ortalaması hesaplanır. 400 milyar TL
3. Adım Kâr ortalaması, maddi varlıkların ortalama değerine

bölünerek maddi varlıkların getirisi hesaplanır. % 25 100 milyar /400milyar
4. Adım Sözkonusu üç yıl için sektörün maddi varlıklarının

getiri oranı bulunur. Eğer işletmenin getiri oranı

sektör ortalamasının altında ise bu yöntem

uygulanamayacaktır. Hesaplamanın bırakılması gerekir.
Sektör ortalamasının % 15

olduğu varsayılmıştır.
5. Adım Getiri fazlası hesaplanır. Sektörün maddi varlık getiri oranı

ortalaması ile işletmenin ortalama maddi varlıkları çarpılır.

Bu büyüklük, sektördeki ortalama bir işletmenin maddi duran

varlıklardan kazanabileceği tutarı göstermektedir. Daha sonra bu

büyüklük, işletmenin birinci adımdaki vergi öncesi karından çıkartılır.

Bu değer işletmenin ortalama bir işletmeden ne kadar fazla

kâr elde ettiğini gösterir 40 milyar TL
400 x % 15 = 60
100 – 60 = 40
6. Adım
Üç yıl için ortalama vergi oranı hesaplanır ve bu fazla kısımla çarpılır. Vergi sonrası büyüklüğe ulaşmak için getiri tutarından düşülür. Bu, maddi olmayan varlıklara ait primdir.
26.8 milyar TL
40 x % 33 =13.2
40 – 13.2 = 26.8
7. Adım
Primin net bugünkü değeri hesaplanır. Bunun için işletmenin sermaye maliyeti esas alınarak bu orana bölünebilir. Bu, o işletmenin maddi olmayan varlıklarının hesaplanmış değeridir.
268 milyar TL
X. A.Ş.’nin sermaye maliyetinin % 10 olduğu varsayılmıştır.
Kaynak : Stewart, 1997, s.254-255 - Önce, 1999, s.40-41 - Çelik-Perçin, 2000, s.116.
Bilgilerin finansal tablolar yardımıyla kolay elde edilmesi ve gerek sektör içinde gerekse sektörler arasında diğer iki yönteme göre daha gerçekçi ve karşılaştırılabilir sonuçlar vermesi yöntemin olumlu yönlerini oluşturmaktadır. Yöntemin dezavantajı ise, diğerlerine nazaran karmaşık oluşu ve daha çok zaman alıcı olmasıdır.
Yöntem, getiri fazlalığının ölçülmesinde kullanılan sektör ortalamasının uç değerlerden alınması nedeniyle oldukça yüksek veya düşük değerlerin hesaplanmasına neden olabileceği ve maddi olmayan varlıkların net bugünkü değerinin sermaye maliyetince belirlenmesinin gerçeği yansıtmayacağı bunun yerine yine uç değerler sakıncasını taşımakla birlikte sektör ortalamasının alınmasının daha doğru olacağı belirtilerek, eleştirilmektedir (Önce, 1999, s.41).






4. Entelektüel Sermayenin Temel Finansal Tablolar Aracılığıyla Sunulması
Finansal tablolar, bir kurumun varlık ve kaynak yapısı, faaliyet sonuçları, dönem karının oluşumu ve kullanımı gibi konularda bilgiler ihtiva edecek şekilde muhasebe ilkelerine uygun olarak düzenlenen tablolardır. Finansal tabloların düzenlenme amacı, sözkonusu finansal durum, faaliyet sonucu ve diğer hususların işletme ile ilgili çıkar gruplarının istifadesine sunulması ve ilgililerin işletme hakkına kanat sahibi olmalarının sağlanmasıdır. Bilindiği üzere temel finansal tablolar bilanço ve gelir tablosundan meydana gelmektedir. İşletme değerinin bir bütün olarak görülebilmesi için entelektüel değerlerin bilançolara aktarılması gerekir. Aşağıda entelektüel değerlerin bilançoda gösterilmesi ile maddi olmayan varlıklardan elde edilen karların gelir tablosuna yansımasının nasıl olabileceği üzerinde durulmuştur4.
İşletme ile ilgili karar alacak çıkar gruplarında doğru bir kanaatin hasılı ve alınacak kararların yerindeliği şüphesiz finansal tabloların doğru bilgiler ihtiva edecek şekilde düzenlenmesine bağlıdır. Bugünkü biçimini 1868 yılında alan bilançonun bilişim çağında işletmenin gerçek durumunu ortaya koyduğuna şüphe ile bakılmakta ve eleştirel sesler yükseltilmektedir. Bilişim çağında işletmelerde sabit varlıklardan daha çok bilginin değer ifade etmesi, doğal olarak maddi varlıklara dayalı oluşturulan bilançoların, bilginin değerini ortaya koymada yetersiz kaldığı görüşünü ortaya çıkarmaktadır (Stewart, 1997, s.64).
Çıkar gruplarının söz konusu bilgi ihtiyacının doğru bir şekilde karşılanabilmesi için, işletmenin bir bütün olarak değerlendirilerek gerek maddi varlıkların gerekse maddi olmayan (entelektüel) varlıkların bilançolarda gerçek değerleri ile sunulması gerekir. Bunun için işletmenin sahip olduğu entelektüel varlıkların değerlerinin ölçülerek (gerek entelektüel sermaye unsurları bazında gerekse işletmenin bir bütün olarak değerlendirilmesi bazında) bilançolarda sunulması, hem işletme gerçek değerinin tespiti hem de işletme hakkında karar alıcıların kararlarının doğruluğu açısından kaçınılmazdır.
Daha önce de ifade edildiği üzere işletmelerin sahip oldukları entelektüel sermaye unsurları, insan sermayesi, yapısal sermaye ve müşteri sermayesi olarak üçe ayrılmaktaydı. Sözkonusu entelektüel sermaye unsurlarının işletmelerde maddi olmayan varlıklar olarak biçimlenmiş halini, patentler, know-how, markalar, şerefiye ve lisans anlaşmaları gibi değerler oluşturmaktadır.
Varolan muhasebe sistemi ile işletmelerin sahip oldukları maddi olmayan varlıkların bir kısmı ölçülüp aktifleştirilmekte, bir kısmı direkt gider olarak kaydedilmekte bir kısmı ise ölçülememekte ve finansal tablolara yansıtılamamaktadır.
Bilindiği üzere Türkiye’de 1994 yılında Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile yürürlüğe giren Tekdüzen Hesap Planı’nda maddi olmayan varlıklar 26 numaralı Maddi Olmayan Duran Varlıklar hesap sınıfında 260 Haklar Hesabı, 261 Şerefiye Hesabı, 262 Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri Hesabı, 263 Araştırma ve Geliştirme Hesabı, 264 Özel Maliyetler Hesabı şeklinde yer almaktadır.
Yukarıda da görüldüğü gibi belirlenen hesaplar işletmelerin entelektüel varlıklarının tamamını bilançoda gösterilmesine imkan tanımamakta, varolan unsurlar ise işletmenin kendi bünyesinde bilgi ve tecrübe gibi değerlere dayanarak oluşturduğu değerlerden ziyade bir bedel karşılığında dışarıdan satın aldıkları kıymetlerin izlenmesine imkan vermektedir. Temel mantığı vergicilik açısından ilgili varlık için ödenen bedelin birden fazla yıllarda gidere dönüştürülmesine dayanan sistemin, sahip olunan entelektüel varlıkların izlenmesine cevap vermede yetersiz kaldığı görülmektedir.
Yine yukarıda yer alan Şerefiye Hesabına değinmekte yarar vardır. Çünkü çoğu insan şerefiyeyi işletmenin sahip olduğu entelektüel sermaye olarak algılamaktadır. Bu algılama tamamen yanlış olmamakla birlikte doğruyu da yansıtmamaktadır. Belirtilen Tebliğde Şerefiye Hesabı için “bir işletme devralınırken katlanılan maliyet ile sözkonusu işletmenin rayiç bedelle hesaplanan net varlıklarının (öz varlık) değeri arasındaki olumlu farkların izlenmesinde kullanılır. Şerefiye hesaplanırken rayiç bedelin tespit edilmemesi halinde, net defter değeri esas alınır” şeklinde bir açıklamaya yer verilmiştir.
Genel manada entelektüel sermaye, şerefiye olarak –yani bir işletmenin piyasa değeri ile defter değeri arasındaki fark- olarak algılansa dahi bu değer faaliyetine devam eden işletmenin değerini değil satın alınan bir işletmenin şerefiyesini ortaya koymaktadır. Satın alındığı tarihte hesaplanan şerefiye değeri işletmenin entelektüel varlık değerini –yaklaşık veya uzak olarak – ortaya koymuş olsa dahi, faaliyetlerle birlikte işletme tarafından üretilen bilgiyi, geliştirilen süreci, yönetici başarısını ve maddi olmayan varlıklar cinsinden yaratılan diğer katma değerleri göstermekten uzak kalmaktadır. Bu ve benzeri nedenlerle şerefiye hesabının işletmenin sahip olduğu entelektüel varlıkları tam anlamıyla yansıtmadığı ortaya çıkmaktadır.
Diğer taraftan yine maddi olmayan duran varlıklar hesap sınıfında yer alan 263 Araştırma ve Geliştirme Giderleri Hesabı için “ işletmede yeni ürün ve teknolojiler oluşturulması mevcutların geliştirilmesi ve benzeri amaçlarla yapılan her türlü harcamalardan, aktifleştirilen kısmının izlendiği hesaptır” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir. Oysa gelinen noktada işletmelerin personeli için yapmış oldukları eğitim harcamalarının gelecek dönemlerde işletmeler için fayda yaratacağı ifade edilerek sözkonusu harcamaların direkt gider yazılmayıp aktifleştirilmesi gerektiği yönünde fikirler beyan edilmektedir (Önce, 1999, s.71).
Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere bugün işletmeler için hazırlanan bilançolar işletmenin gerek gerçek değerini ortaya koymada gerekse işletmelerin sahip oldukları entelektüel varlıkların (bir bütün olarak maddi olmayan varlıkların) değerlerini göstermede yetersiz kaldığı görülmektedir. Bu sorunun en azından bugün giderilebilmesi için Tek Düzen Hesap Planında boş bırakılan hesapların da kullanımı ile aşağıda yapılacak açıklamalar doğrultusunda giderilmesi sözkonusu olabilir.
31.12...
265 Entelektüel Varlıklar Hesabı X
502 Entelektüel Sermaye Hesabı X











Yukarıda yapılan kayıt sonrası sözkonusu değerler bilançoya aşağıdaki gibi aktarılabilir.

Aktif .......... A.Ş.’nin 31.12.... Tarihli Bilançosu Pasif
I. Dönen Varlıklar

III. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
II. Duran Varlıklar

IV. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar
E – Maddi Olmayan Duran Varlıklar
V. Özkaynaklar
.....
A –Ödenmiş Sermaye

6 – Entelektüel Varlıklar
1 – Sermaye

2 – Ödenmemiş Sermaye (-)

3 – Entelektüel Sermaye
Örneğin işletmeler dönem sonlarında piyasa değerlerini Piyasa Değeri – Defter Değeri yönteminde olduğu gibi hesaplayarak, ortaya çıkan farkın ne kadarının bilançoda yer alması gereken maddi olmayan varlık olarak belirledikten sonra hesap planında boş bırakılan 265 ve 266 numaralı hesapları kullanarak izleyebilirler. İşletmelerde, sahip olunan entelektüel varlık değerleri unsurlar bazında ölçülebiliyorsa her unsurun ayrı ayrı takibi mümkün olabilir5. Eğer unsurlar bazında ölçülemiyorsa işletme bütününü dikkate alan bir hesaplamayla tek bir hesap ismi altında “entelektüel varlıklar” olarak tablodaki gibi kayıt yapılabilir.
Bilançonun bu şekilde düzenlenmesinden sonra sahip olunan entelektüel varlıklar bilançonun altında unsurlar şeklinde dipnotlarda açıklanabilir. Şu anda otuz adet bilanço dipnotu bulunmaktadır. Otuz birinci dipnot olarak sözkonusu değerlerin açıklanmasının, muhasebe düzeni açısından sakınca yaratmayacağı söylenebilir.
Entelektüel varlıklarla ilgili hesaplamaların, konsolide finansal tablo hazırlama mantelitesinde olduğu gibi, bilanço tarihinde veya ihtiyaç duyulduğu anda yapılarak kayıtlara alınması ve bilançoda gösterilmesi mümkündür. Olayın bu şekilde takip edilmesi, dönemler itibariyle entelektüel varlık değerlerindeki değişikliği de takibe imkan verecektir. Yıllar itibariyle artışlar ilgili hesaplara gösterildiği biçimde (265 Entelektüel Varlıklar Hesabı borçlu, 502 Entelektüel Sermaye Hesabı alacaklı), azalışlar ise ters çevrilmek suretiyle (502 Entelektüel Sermaye Hesabı borçlu, 265 Entelektüel Varlıklar Hesabı alacaklı) muhasebeleştirilebilir.
Bilançonun bu şekilde düzenlenmesinde faaliyet dönemine ilişkin finansal kârın hesaplanmasında sorun ortaya çıkabilir. Çünkü bilanço esasına göre vergilendirilecek kazanç, dönemsonu özsermayesi ile dönem başı özsermayesi arasındaki olumlu farka dönem içinde çekilen değerlerin eklenmesi, eklenen değerlerin ise düşülmesi sonucu bulunur. Bu sorun gerekli düzenlemeler yardımıyla giderilebilir. Örneğin entelektüel değerlerin bilançoya aktarıldığı ilk yılda özsermaye, entelektüel değerler dikkate alınmadan hesaplanabilir.
Diğer taraftan işletmeler gelir tablolarında yer alan kazançlarının üzerinde vergi ödedikleri için doğal olarak entelektüel varlıkların vergisini de ödemiş olmaktadırlar. Çünkü sözkonusu karın bir kısmı maddi varlıklara isabet ederken bir kısmı ise entelektüel varlıklara isabet etmektedir. Maddi olmayan varlıkların hesaplanması yönteminde hayali bir işletme için verilen örneğe bakıldığında bu olgu rahatlıkla görülebilir. Tablo 1’de işletmenin ortalama karı 100 milyar olmakta ve bu kardan işletmenin sahip olduğu entelektüel değerlere isabet eden kısmı 26,8 milyar olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenle işletmelerin düzenledikleri gelir tablolarında da sözkonusu hesaplamalar yardımıyla elde edilen karın ne kadarının maddi varlıklardan ne kadarının entelektüel varlıklardan elde edildiği hesaplanarak gelir tablosunda aşağıdaki gibi gösterilebilir.
Dönen Karı veya Zararı xx
Vergi Karşılığı (xx)
Net Kar xx
Maddi Varlıklardan x
Entelektüel varlıklardan x

Sonuç
İşletmelerde faaliyet süreçleri boyunca üretilen, temelini bilgi ve deneyimin oluşturduğu işletmenin rakipleriyle farkını ortaya koyan ve bazen işletmeyi diğer işletmelerden bir adım önde kılan, entelektüel sermaye olarak nitelendirilen maddi olmayan –soyut- varlıklar 20.yüzyıl işletmeciliğinin dikkat çeken yönünü oluşturmaktadır. Günümüzde işletmeler maddi varlıklardan ziyade bilgiye, bilgi sistemlerine, bilgi teknolojilerine yönelik yatırımlara yönelmektedirler. Gelinen noktada maldan ziyade hizmete yönelik müşteri talebi bu hususu gerekli kılmaktadır6.
İşletmelerde varolan entelektüel değerler, işletme çalışanları tarafından üretim süreçleri boyunca, gerek bireysel bazda insan boyutunda gerekse, örgüt kültürü ve yönetim süreçleri gibi kurumsal düzeyde zamanla ve çeşitli gelişmeler neticesinde ortaya çıkmaktadır. Entelektüel sermayenin somut şeklini işletmelerde elde edilen know-how, patent, lisans anlaşmaları, sahip olunan markalar, işletme adı ve müşteri sadakati gibi değerler ortaya koymaktadır.
Belirtilen entelektüel değerlerin işletme düzeyinde ölçülmesi soyut varlıklar olmaları nedeniyle kolay değildir. Bununla birlikte gerek unsurlar bazında gerekse işletme düzeyinde ölçülmesine yönelik geliştirilmiş çeşitli yöntemlerin bulunduğunu belirtmek mümkündür. Bu yöntemlerden entelektüel sermayeyi işletme düzeyinde ele alan Piyasa Değeri/ Defter Değeri, Tobin’in Q oranı ve Maddi Olmayan Varlıkların Değerlerinin Hesaplanması yöntemleri bulunmaktadır. Gerek Piyasa Değeri / Defter Değeri yönteminde gerekse Tobin’in Q oranı yönteminde işletmenin sahip olduğu entelektüel sermaye düzeyinin ölçülmesindeki esas, işletmenin piyasada oluşmuş cari değeri ile defter değeri arasındaki farkın ortaya konmasıdır. Tobin’s Q oranını bu manada farklı kılan hesaplamada defter değerini değil de varlıkların yerine koyma değerlerini kullanmasıdır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, yöntemlerde ele alınan verilerin sermaye piyasalarında oluşan işletme değerleri olması ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülke sermaye piyasalarında bazen spekülatif ataklar gibi dış faktörler nedeniyle işletme değerinin olması gerekenden farklı düzeylerde gerçekleşmesidir.
Belirtildiği gibi söz konusu yöntemlerin bir takım sakıncalar taşımalarına rağmen yinede mevcut verilerle işletmenin sahip olduğu entelektüel değerlerin ölçülmesi ve temel finansal tablolar aracılığıyla sunulması gerekir. Bilindiği üzere, finansal tabloların düzenlenme amacı işletme ile ilgili çıkar gruplarının bilgi gereksinmelerinin tam ve doğru bir biçimde karşılanmasını sağlamaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için işletmenin sahip olduğu maddi varlıklar gibi entelektüel değerler diye nitelendirilen maddi olmayan varlıkların da gerçeğe yakın değerleriyle en azından temel finansal tablolar (bilanço- gelir tablosu) aracılığıyla sunulması gerekir. Türk Tekdüzen Muhasebe Sistemi içerisinde, finansal tablo dipnotlarından da faydalanmak yoluna gidilerek entelektüel değerlerin temel finansal tablolarda yer alması sağlanmalıdır. Çünkü çağın gereklerine uygun muhasebe anlayışının; işletmelerin sahip oldukları fiziksel varlıkların yanı sıra entelektüel değerlerin de yönetilmesi ve izlenmesine, standart ölçülerde ölçülüp raporlanmasına, denetlenmesine, hem yönetime hem de müşteriler, ortaklar ve yatırımcılar gibi diğer çıkar gruplarına alacakları kararlarda önerilerde bulunmalarına imkan sağlayacak biçimde değişmesi gerekmektedir.


Dipnotlar
1 İşletmelerde, sahip veya yöneticilerce işletmenin gerçek değerini ortaya koymaktan uzak, tarihi maliyet esasına dayalı bilgilere dayanılarak karar alınması, işletmelerin gelecekte bir takım sorunlarla karşılaşmalarına neden olabilmektedir. Bu sorunlar işletmelerde, alternatif yatırımlar arasında rasyonel karar alamama, finansal ve yönetim açısından başarısızlığa uğrama, hedefleri doğru seçememe, istenilen hedefe ulaşamama vb. şeklinde ortaya çıkabilir. Diğer yandan yatırımcılar, ortaklar ve kredi kuruluşları gibi çıkar gruplarının da gerçeği yansıtmayan bilgilerle işletme hakkında karar almaları doğru olmayan neticeler doğurabilmektedir.
2 Ayrıca bkz. Büyüközkan, 2002, ss.39-42. ve Liebowitz, Jay ve Suen, Ching Y, 2000, ss.55-62.
3 Illinois eyaletinin Evanston kentinde bulunan Kuzeybatı Üniversitesi’ndeki Kellog İş İdaresi Okuluna bağlı araştırma merkezi.
4 İşletmelerin sahip oldukları entelektüel değerlerin ilgililere sunulmasında, bilançolar aracılığıyla mı sunulacağı veya ayrı bir rapor halinde mi sunulacağı tartışma konusudur. Bu noktada konuyla ilgilenenlerin bir kısmı ayrı bir rapor halinde sunulması gerektiğini belirtmektedirler. Bu görüşün esası, entelektüel değerlerin finansal tablolarda gösterilebilmesi için mevcut muhasebe düzeninin kökten değişmesi gerektiği kanaatine dayanmakta ve entelektüel varlıkların bilançolardan ayrı olarak “Entelektüel Sermaye Tablosu” halinde sunulması gerektiği yönündedir (Önce, 1999, s.82). Diğer taraftan, mevcut muhasebe düzeninin sözkonusu değerleri yansıtmaya elverişli olmasa dahi, eksikliklerin giderilmesi suretiyle işletmenin bir bütün olarak değerlendirilmesi için bilanço dipnotlarının da yardımı ile bilançoda gösterilmesi gerektiği şeklinde de fikirler ileri sürülmektedir.
5 Entelektüel sermayenin unsurlar bazında ölçülmesi için bkz. : Önce, 1999, s.89-92. / Stewart, 1997, s.257-277./ Liebowitz - Suen, 2000, s.54-67./ Büyüközkan, 2002, s.40-43.
6 Bkz.: SEETHARAMAN, A., - SOORİA, H.Bin Zaini- SARAVANAN A.S., 2002, s.145.
Kaynakça
· AKDEMİR, Ali (1998), “Entellektüel Sermaye Konseptinin İşletmecilik Anlayışındaki Dönüşümleri”, Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, s.3 (Güz), ss.63-72.
· AKPINAR, Ali Talip (2000), “Entellektüel Sermaye Kavramı”, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:1, s.51-59.
· AŞIKOĞLU, Rıza - AŞIKOĞLU, Meral (1998), “Bilgi Toplumuna Geçiş Sürecinde Entellektüel Sermayenin İşletmenin Piyasa Değerine Etkisi”, Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt: XIV, Sayı:1-2, s.567-595,
· BROOKING, Annie (1997), “The Management of Intellectual Capital”, Long Range Planning, Cilt:30, Sayı:3, s.364-365.
· BUKH, P.N ve. Diğ. (2001), “Constructing Intellectual Capital Statements”, Scandinavian Journal of Management, Cilt:17, s.87-108.
· BÜYÜKÖZKAN, Gülçin (2002), “Entellektüel Sermaye Yönetimi”, KalDer Forum, Nisan-Mayıs-Haziran, s.35-.44.
· CHWALOWSKI, M. (1997), “Intellectual Capital Matters!”, The Electricity Journal, Cilt:10, Sayı:10, s.88-93.
· ÇELİK, Arzum Erken - PERÇİN, Selçuk (2000), “Entellektüel Sermayenin İşletme Bazında Ölçülmesi ve Değerlendirilmesi”, Muhasebe ve Denetime Bakış, Yıl:1, Sayı:2, s.111-.118.
· EDVINSSON, Leif (1997), “Developing Intellectual Capital at Skandia”, Long Range Planning, Cilt:30, Sayı: 3, s.366-373.
· GUTHRIE, James (2001), “The Management, Measurement and the Reporting of Intellectual Capital”, Journal of Intellectual Capital, Cilt.2, Sayı:1, s.24-41.
· JOIA, Luiz Antonio (2000), “Measuring Intangible Corparate Assets –Linking Business Strategy With Intellectual Capital” Journal of Intellectual Capital, Cilt:1, Sayı:1, s.68-84.
· LIEBOWITZ, Jay - SUEN, Ching Y. (2000), “Developing Knowledge Management Metrics for Measuring Intellectual Capital”, Journal of Intellectual Capital, Cilt:1, Sayı:1, s.54-67.
· ÖNCE, Saime (1999), Muhasebe Bakış Açısı İle Entellektüel Sermaye, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1100, Eskişehir.
· ROOS, Göran - ROOS, Johan (1997), “Measuring Your Company’s Intellectual Performance”, Long Range Planning, Cilt:30, Sayı: 3, s.413-426.
· SEETHARAMAN, A., - SOORİA, H.Bin Zaini- SARAVANAN A.S., (2002), “Intellectual Capital Accounting and Reporting in the Knowledge Economy”, Journal of Intellectual Capital, Cilt 3, Sayı:2, s.128-148.
· SEYİDOĞLU, Hail (1992), Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük, Güzem Yayınları, No: 4, Ankara.
· STEWART, Thomas, A. (1997), Entellektüel Sermaye Kuruluşların Yeni Zenginliği, MESS Yayın No: 258, İstanbul. (Çev.Nurettn ELHÜSEYNİ)
· SÜRMEN, Yusuf (2000), Muhasebe – I, Akademi Ltd. Şti. Yayınları, No: 15, Trabzon.
· TEKİN, Cem (2002), “Küresel Rekabete Ne Kadar Hazırız?”, http://www.strata.com.tr/ (19.04.2002).
· YAZICI, Kamil (2001), İşletme Bilimine Giriş, Trabzon.
· YAZICI, Mehmet (1990), Muhasebe Tümlemleri ve Örgütlenmesi, Mü. İİBF-Nihad Sayar- Yayın ve Yardım Vakfı Yayını, No:439/672, İstanbul.
· YURTSEVEN, Rıdvan (2000), “Entellektüel Sermaye Yetenekleri Tekstil ve Konferksiyon – Gıda –İlaç ve Kimya – Otomotiv – Metal Sektörlerinde Karşılaştırılmalı Bir Araştırma”, M.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:XVI, Sayı:1, ss.413-427.
(1993), Muhasebenin Temel Kavramları ve Tekdüzen Hesap Planı

6.Çerçeve Programı ve Kobiler

Sayın Başkan, değerli katılımcılar,
AB Çerçeve Programları uygulamasını, 1984 yılında başlattı. Çerçeve Programlar, dörder
yıllık süreleri kapsıyor. Altıncı Çerçeve Programı, 2003-2006 döneminde uygulanacak.
Yedince Çerçeve Programı ise 2007-2010 periyodunu kapsayacak.
AB, 2010 yılında dünyanın en rekabetçi, en dinamik bilgi bazlı topluluğu haline gelmeyi 2000
yılındaki Lizbon Doruğu’nda kararlaştırdı ve bu hedefe ulaşmak için Avrupa Araştırma Alanı
(European Research Area) konseptini geliştirdi. Altıncı Çerçeve Programı’nı da Avrupa
Araştırma Alanı’nın en önemli aracı olarak ilan etti.
Bu nedenle Altıncı Çerçeve Programı, önceki Çerçeve Programlardan tamamen farklı bir
yapıya kavuşturuldu.
ÇERÇEVE PROGRAMLARI NEDEN BAŞLATILDI:
1980’lerde Avrupa high tech ( ileri teknoloji) endüstrisi, Amerika ve Japonya’nın aşarı kıskacı
altındaydı.
Avrupa’da 80’lerde çeşitli anahtar sektörler örneğin, bilgisayar, mikroelektronik ve
telekomunikasyon faaliyetleri çok ciddi tehlike ve tehdit altındaydı. Avrupa’da yaygın olan bir
görüş de şu idi: Amerikalı rakipler homojen bir iç pazarın ve hükümetin yüksek teknolojilere
yaptığı dolaylı desteklerden büyük yarar sağlıyordu. Özellikle de savunma fonları, bu dolaylı
desteğin en fazla uygulama bulduğu alan idi. Amerikalı oyunculara bu ortam, Avrupa’nın
dağınık sanayisine karşı bir avantaj sağlıyordu. Avrupa’da yaratıcılıkla ( innovation) ilgili bir
sıkıntı yoktu. Ancak bu yaratıcılığı dünya pazarlarına yayma beceriksizliği vardı.. Avrupa’da
çok sayıda anahtar buluşlar ve yenilikler, Kuzey Amerika’dan yönetiliyordu. Ama buluşların
orijininin Avrupa’da yaratıldığı biliniyordu. Bu arada Avrupa’da Intel ve Motorola’nın mikro
işlemcilerin tasarımıyla ilgili lisanslarda çok sınırlayıcı davrandıkları endişesi doğdu.
Bütün bu oluşumların, etkisini uzun vadeye yayarak, Avrupa’ya büyük zararlar vereceği
sonucuna varıldı. Bu öngörüleri kısaca kategorize etmek gerekirse:
• Ticari olarak: Özellikle yüksek teknolojili ürünlerde ve yüksek katma değerli
endüstrilerde giderek artan bir ticaret açığı olabilir,
• Sosyal olarak: İstihdam üzerinde olumsuz etkileri artabilir. Beyin göçü olarak
adlandırılan nitelikli eleman transferinin Kuzey Amerika akış hızı ivme kazanabilir,
• Güvenlik: Uzun dönemde Avrupa askeri ve güvenlik güçlerinin ithalata dayalı
teknolojilere bağımlılığı en önemli ilgi odağını oluşturuyor. Örneğin hassas komponentler ve
sistemlerin tamamen Amerika’dan ithal edilmesi gündeme gelebilir.
80’lerin başında görülen bazı etkiler zamanla daha da kötüleşti. Örneğin, Avrupa bilgisayar
üreticileri, hafıza çiplerini sağlamada tamamen Avrupa dışındaki kaynaklara bağımlı duruma
gelmeye başladı. Ne zaman bir çip bulma sıkıntısı başlasa, Amerikan çip üreticileri, kendi
ülkelerinin bilgisayar üreticilerini kolladılar. Bu uygulama Avrupalı üreticileri daha da zor
duruma soktu.
Pek tabii Çerçeve Programlarla ilgili son zamanlarda ilave nedenler vurgulanıyor. Örneğin;
• Avrupa Birliği’nin tanıtımı,
• Endüstriyel bütünleşmenin teşviki,
• Endüstriyel ve sosyal politikanın desteklenmesi, gibi..
5. Çerçeve Programı’na göre başlıca değişiklikler:
4. ve 5. Çerçeve Programların uygulamalarında ortaya çıkan bazı skandallar nedeniyle
Avrupa Parlamentosu Komisyonu istifaya zorladı. Araştırma Bölümünü’nün başına yeni bir
Komisyoner( Commissioner) atandı. Yeni Komisyoner, 6. Çerçeve Programı’nda radikal
değişikliklere gitti. Fonlama kuralları, hukuki yapı ve sözleşme koşulları tamamen farklı hale
getirildi. Pek çok açıdan değişiklikler, katılımcılar açısından daha az bürokratik yapıya
kavuşturuldu.
Proje çağrıları:
Yılda iki ana çağrı yapılacak. İlk IST çağrısı 2003 bütçesini, ikinci çağrı ise 2004 bütçesini
kullanacak. İlk çağrıya proje teklifleri 24 Nisan 2003 tarihinde verildi. İkinci Çağrı’nın teklifleri
ise 06 Eylül tarihinde Komisyon’a ulaştırılmış olacak.
Bunların dışında sürekli çağrılar yapılmakta. Bu çağrılar da her 4 ayda bir değerlendirmeye
tabi tutulacak ve tekrarlanacak.
Tekliflerin yapısı:
Teklifler daima bir konsorsiyum halinde yapılır. Konsorsiyomun bir üyesi yapıyı Koordinatör
olarak oluşturur ve Komisyon’un istediği şekilde proje teklifini sunar. Eğer Proje kabul görür
ise, Koordinatör’ün proje yöneticisi ( project manager) olması normaldir.
Yeni Yapının öne çıkan bazı ana unsurları:
a) Yeni yapının ana unsurları olarak Bütünleştirilmiş yada Entegre Projeler (Integrated
Projects) ile Mükemmeliyet Ağları ( Network of Exellence) ön plana çıkartıldı.
b) Entegre Projelerde şirketlerin, Mükemmeliyet Ağları’nda üniversite, bilim kuruluşları ve
araştırma kurumlarının ana oyuncu olmaları öngörüldü.
c) Diğer çok önemli bir fark da proje tutarlarında görüldü. Önceki programlarda bir projede
fonlama en fazla 5-6 milyon Euro civarında iken Altıncı Çerçeve Programı’nda bu tutar 4-5
kat artırılarak 20 milyon ve ötesine geçirildi.
d) Proje süreleri 2 yıldan 4 ve daha uzun zamana yayıldı.
e) Proje Yönetimi (Project Management) mekanizması getirildi. Proje yönetimi eksper bir
kuruluşa outsource edilebilecek ve ödemelerin yüzde 100’ü Komisyon tarafından
karşılanacak.
f) Proje ortakları ve katılan ülke sayısı artırıldı. Ne kadar çok ülke ve ne kadar çok katılımcı
varsa, projenin şansı o derece artmış oluyor. “Pek çok ülkeden çok sayıda katılımcıyı
yönetmek zor olmuyor mu” diye akla soru gelebilir? Hayır hiç zor olmuyor, İnternet teknolojisi
sayesinde her şey hızlı ve verimli olarak yürüyor. Proje ortakları, yılda birkaç kez değişik
ülkelerde bir araya gelip workshop yapıyorlar. Bu çalışmalara bazen Komisyon yetkilileri de
katılıyor. Eğer proje bölgesel kalkınmayla ilgili ise, bölge bakanları, belediye başkanları,
medya ve diğer ilgili kuruluşlar da katılıyorlar.
HERMES Tanıtım Projesi:
ODTÜ’ye bağlı Software R &D Center, Atina Üniversitesi ile birlikte Beşinci Çerçeve
Programı’na 2001 yılında HERMES adı altında bir proje sundu. Bu projedeki amaç, Altıncı
Çerçeve Programı’nın özellikle Türkiye’de tanıtılması idi. HERMES Projesi kapsamında 2001
yılı Aralık ayından başlamak üzere 2002 yılı boyunca Ankara ve İstanbul’da çok sayıda,
Atina ve Beyrut’da birer kez workshoplar (Atölye çalışmaları) yapıldı. Ankara ve İstanbul’daki
workshoplara çok sıyada şirket temsilcisi ile üniversite ve araştırma kurumları yetkilileri
katıldı.
PROJE Değerlendirme Eksperleri
Proje inceleme, çokluk mühendis kökenli eksperlerce yapılıyor. Her yıl Komisyon’a proje
eksperi olmak için 20 bin başvuru yapılıyor. Türk üniversitelerinden Proje eksperliği için bu yıl
çok başvuru oldu. Şirketlerden ise başvuru sayısı ise birkaç ile sınırlı kaldı. Oysa Komisyon
özellikle Türk şirketlerinden nitelikli eksperleri görevlendirmeyi çok arzu ediyor. Eksperlerin
masrafları ve harcırahları Komisyon tarafından karşılanıyor. Eksperler görev aldıklarında,
hem kuruluşlarına hem kendilerine çok yararlı olacak bilgi birikimi sağlıyorlar.
Expression of Interest (EoI):
AB Komisyonu, Altıncı Çerçeve Programa hazırlık amacıyla 07 Haziran 2002 tarihinde son
bulan bir çalışma yürüttü. Expression of Interest (EoI) adı verilen bu çalışmaya göre Avrupa
çapında Altıncı Çerçeve Programa sunulabilecek proje profilleri toplandı. Türkiye dahil bu
girişime 8.500 proje profili sunuldu. Türkiye’den şirketler, araştırma kurumları ve üniversiteler
Komisyona 320 civarında proje profili gönderdiler. Oran olarak % 3 gibi bir düzeyi gösteren
bu da başlangıç Komisyon’un dikkatini çekti. 8500 proje profili arasında 8 adet tutarı 100
milyon Euro’yu aşan, birkaç tane de 200 milyon Euro’yu bulan proje profili bulunduğu
saptandı. Tutarı 50 milyon Euro’yu aşan projeler için Komisyon’un elinde yeterli kaynak
bulunmadığından bu projelerin başka kaynaklardan fonlanması fikri ağırlık kazandı. Ülkelere
göre Expression of Interest için gönderilen proje profilleri sayıları şöyle oldu:
Almanya : 1052 adet
Türkiye : 312 adet
İspanya : 850 adet
Finlandiya : 210 adet
Yunanistan : 150 adet
İtalya : 674 adet
Belçika : 281 adet
İsrail : 136 adet
Fransa : 550 adet
İrlanda : 32 adet
Bulgaristan : 76 adet
Romanya : 85 adet
Bu rakamlar ülkelerle ilgili eğilimleri kısmen yansıtıyor. Ancak İrlanda, Finlandiya, İsrail ve
Yunanistan’daki rakamlar beklenenden az çıktı.
Türkiye’nin Altıncı Çerçeve Programı’na Mayıs 2002’da tam katılım kararı alması ve bu
katılıma ilişkin mutabakat zabtının AB Komisyonu ile 29 Ekim 2002 tarihinde imzalanması,
önemli aşamalardır. Bir önceki hükümetimizin Altıncı Çerçeve Programa Tam Katılım kararını
almasının hemen ardından TUBİTAK’ı Ulusal İrtibat Noktası (National Contact Point) olarak
tayin etmesi, çok isabetli oldu. Bu kararın alınmasından sonra TUBİTAK, Altıncı Çerçeve
Programa ilişkin etkinliklere hız verdi.
Altıncı Çerçeve Programı’nın önemli Key Action’larından olan IST’nin ( Bilgi Toplumu
Teknolojileri) tanıtım konferansı 4-6 Kasım 2002 tarihlerinde Kopenhag’da yapıldı. Bu
konferansda Türkiye’den 80 kadar katılımcı bulundu. Avrupa’dan toplam katılımcı ise 3000
civarında oldu. Altıncı Çerçeve Programı’nın Çalışma Programına ilişkin konferans ise 11-13
kasım 2002 tarihlerinde Brüksel’de yapıldı. Türkiye’den 270 , Avrupa’dan 8500 katılımcı
bulundu. Bu konferans sırasında TUBİTAK, Komisyon’un tahsis ettiği standda tanıtım
faaliyetleri yürüttü. Türk şirketleri de Tubitak standında kendilerini tanıttılar.
Altıncı Çerçeve Programı’na proje sunmak üzere “İlk Çağrı”, 17 Aralık tarihinde yapıldı. Bu
çağrıya uygun olarak hazırlanan projeler, 24 Nisan akşamına kadar Komisyon’a online olarak
ulaştırıldı.“İkinci Çağrı” Haziran ayında yapıldı ve projeler 06 Eylül tarihine kadar Komisyon’a
ulaştırılmış olacak.
Birinci Çağrı’ya sunulan projelerle ilişkin olarak oluşturulan konsorsiyumlara Türkiye’den
gerek Koordinatör olarak gerekse partner olarak kaç kuruluşun katıldığına ilişkin bilgiler
muhtemelen TUBİTAK’da vardır yada yakında ortaya çıkacaktır. Ancak Koordinatör sıfatıyla
katılan kuruluş sayısının az olduğu bilinmektedir. Türk şirketleri ve kuruluşları, deney
kazanmak amacıyla ilk yıl partner olarak katılmayı yeğlemektedirler.
Konuşmamın sonuna yaklaşırken önemli gördüğüm bir iki başlığa değinmek istiyorum.
1) AB, adeta bir Pasifik okyanusu gibidir. Büyük Okyanus’a Pasifik adının verilmesi, bu
okyanusun sakin ve fırtınasız olması nedeniyledir. Yani pasif kelimesinden türetilmiştir.
Bazen 6 metre boyunda bir teknenin Pasifik okyanusunu geçtiğini basında izler ve hayretler
içinde kalırız, bu nasıl olur diye!.. Mümkündür, çünkü Pasifik okyanusu sakindir, tekneleri
yutmaz. AB’de bizi yutmaz. Çekinmeye gerek olmayan, olanakları zengin bir okyanustur.
Teknelerimizle AB Okyanusu’na açılmaktan korkmamalıyız.
AB Bünyesinde 400 civarında fon vardır. Türkiye 29 Ekim 2002’de imzaladığı mutabakat
zaptı ile bu fonlardan sadece 25’den yararlanma hakkına kavuştu. Önümüzdeki yıllarda bu
sayı kuşkusuz artacaktır.
Türk KOBİ’leri Altıncı Çerçeve Programı için bir “bekle gör” anlayışı içindedirler. “Hele ilk altı
aylık sonuçları bir görelim, ikinci çağrıya ilgimizi ona göre yönlendiririz” yaklaşımı hakimdir.
AB Komisyonu, Türkiye’yi büyük bir ülke olması, yeni üye olması ve önemli miktarda katılım
payı ödemesi nedenleriyle dikkatle izlemektedir. Önemli konsorsiyumlara Türkiye' den de
partnerler alınmasını özellikle arzulamakta ve bazen telkin etmektedir.
Ulusal İrtibat Noktası TUBİTAK, her gün şirketlerimize, üniversitelerimize, araştırma
kurumlarımıza, KOBİ’lere Türkiye’den partnerlik arayan projeleri iletmektedir. Brüksel ile
yakın çalışma yapmakta ve projelerin kabulü yönünde değerli hizmetler sunmakta.
Üniversiteler bu bilgileri anında değerlendirmekte ve proje koordinatörleriyle ilişkiye
geçmektedir. Şirketlerimizin bir bölümü de aynı şeyi yapmaktadır. Yapmayanlara önerim, dil
bilen bir eleman görevlendirmeleri ve günlük olarak bu değerli bilgileri izlemeleridir. İzleyen
görevli, şirketini ilgilendiren projeleri saptayıp karar vericiye sunmalıdır. Özellikle ikinci
çağrıya katılmak isteyen kuruluşlar için bu süreç önemlidir.
Avrupa Birliği’ni yapısını, işleyişini ve nereye gittiğini gerçekten kavramak istiyorsak, Altıncı
Çerçeve Programı bunu sağlayacak en önemli araçlardan biridir. Avrupa’nın yenilikçi,
araştırıcı, buluşcu ve yaratıcı beyinleri, şirketleri, KOBİ’leri ve bilim kuruluşları ile yıllarca
birlikte çalışmak ve çok değerli networkler oluşturmak, hibe fon sağlamanın çok ötesinde
kazançlar sağlayan bir süreçtir.
Gerçekte 6. Çerçeve Programı, ticari değeri olan içerikler, yenilikler ve buluşlar sağlayacak
bir program platformudur.
2) Avrupa Araştırma Alanı ve Altıncı Çerçeve Programı çok önemli platformlardır.. Bu
platformlarda şirketlerimizin ve KOBİ’lerimizin Ar-Ge yeteneğini, yenilikçiliğini ve
buluşçuluğunu katılacağımız projelerle kanıtlayabilirsek, bu sonuç tam üyeliğe giden yolu
kesin kısaltacaktır.
3) Projelere partner olarak katılma, şirketlerimize bir maliyet yüklememektedir. Proje
sunuluncaya kadar şirket içinde bir çalışma kuşkusuz gereklidir. Bu sadece eleman
mesaisinden ibarettir. Proje Komisyon tarafından kabul görür ise zaten tüm masraflar hibe
şeklinde karşılanmaktadır.
4) KOBİLER’in Altıncı Çerçeve’nin ilk Çağrı’sına katılmaları, istisnalar dışında sınırlı kaldı.
KOBİLER için çeşitli formüller ve modeller geliştirebiliriz. TUBİTAK, programın tanıtımını
Türkiye çapında sürekli olarak yapmaktadır. Ancak tanıtımın ötesinde motivasyonlara ve
desteklere gereksinim vardır. Bu konuda TUBİTAK ve TOBB’un öncülüğünde Bölgesel
Sanayi Odaları’nın ve Organize Sanayi Bölgeleri’nin sürekli görevlendirileceği bir
mekanizmanın kurulması kuşkusuz çok yararlı olur.
İlkin proje hazırlama, partner bulma, proje yönetme gibi konularda TUBİTAK ve TOBB’un
öncülüğünde pilot uygulamalar başlatılabilir. Başlangıçta başarılı OSB’lerin bulunduğu
merkezler ( Bursa, Gaziantep, İzmir, Eskişehir, Kayseri, Adana , Ankara) pilot bölge
uygulamasına tabi tutulur. Ardından diğer merkezlere geçilir.
Unutmayalım ki AB Komisyonu KOBİ’lere 6. Çerçeve Programı süresince 2.6 milyar Euro
hibe fon tahsis edecektir.
5) Altıncı Çerçeve Programı, şirketler için 2010 yılına kadar olan yenilikleri ve buluşları
ortaya koyacaktır. Bu programın her aşamasında bulunmalıyız ki Yedince Çerçeve
Programı’nda çıtayı yükseltelim. Çünkü Yedinci Çerçeve Programı, 2015-2020 döneminin
yeniliklerini ve buluşlarını şirketlerin ve KOBİ’lerin önüne serecektir. Bu açıdan Altıncı
Çerçeve Programı, kritik bir süreci başlatmıştır.
2023 yılında Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yılını kutlayacağız. Gelin şirketlerimizi 100. Yılda
bambaşka bir platforma taşıyacak bu büyük yarışa girelim ve büyük bir sinerji yaratalım.
6) Büyük şirketlerimiz dahi araştırma-geliştirme ve pilot projeler için fon ayıramamaktadırlar.
Mayıs-Eylül 2002 döneminde en büyük üç holdingin ilgili şirketlerine, yabancı exsperlerle çok
sayıda workshoplar düzenleyen biri olarak şunu saptadım: Altıncı Çerçeve Programı’na ana
oyuncu olarak katılacak şirket sayımız çok sınırlı. Yenilik yapmak ve ticari değeri olacak
buluşlar için başka kaynaklardan fon bulmaya gereksinimleri çok açık.
Altıncı Çerçeve Programı şirketlerimize bu olanağı tanıyan en önemli kaynak konumunda.
Avrupa şirketleri bu kaynaklara büyük ilgi duyuyor. Çünkü her şirketin bu tür maliyetsiz
kaynakla yapabileceği çok şey var. Simens, Nokia, Ford, Unilever, Alcatel, Astra, BP, France
Telecom, Deutche Telecom, British Telecom, Philips, Peugeot gibi dev kuruluşlar için bile bu
tür hibe fonlar önemliyse neden her Türk şirketi ve KOBİ’si için hayati olmasın?
Altıncı Çerçeve Programı’na şirketlerimizin ve KOBİ’lerin sınırlı kalan ilgisini artırmak
gerekiyor. Nasıl artırılır? Bu tür toplantıların esas amacı budur; bilinmeyenleri bilir hale
getirmek, ilgi ve heyacan yaratmak, network oluşturma yollarını göstermek, çekimserliği
yenmek ve vizyon kazandırmak.
7) Şirketlerimizin gücünün artması ve saygınlık kazanması için Avrupa şirketlerine karşı bir
fark yaratması gerekiyor. Bu farkı, Ar-Ge faaliyetlerini artırıp yenilik ve buluş yaratmadan
oluşturmak olanaklı değil.. Her şirketin, bilgi bazlı teknolojileri her aşamada kullanmayı
öğrenmeye gereksinimi var. Bu gereksinimi en iyi karşılayan ve tetikleyen mekanizmalar 6.
Çerçeve Programı’ında saklı.
Bu bilgi gününün, katılımcı şirket ve kuruluşlara yeni bir heyecan ve yaklaşım getirmesini
diler, saygılar sunarım.


Yılmaz Çakır
08 Temmuz 2003,
TOBB Bilgi Günü

Türk işadamları için web rehberi

KONU BAŞLIKLARI (ALFABETİK)

Adliye……………………………………

Akreditasyon……………………………

Ankara ……………………………………

Askerlik…………………………………

Avrupa Birliği-Türkiye…………….……

Ayakkabıcılık……………………………

Bakanlıklar………………………………

Bankalar, Finans Kuruluşları……………

Belediyeler………………………………

Bilişim……………………………………

Borsa………………………………………

Büyükelçilik ve Konsolosluklar…………

Camcılık…………………………………

Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık,TBMM..

Çalışma…………………………………

Dericilik…………………………………

Dernekler…………………………………

Dış Borç…………………………………

Dış Talepler………………………………

Dış Ticaret………………………………

DTÖ ve Türkiye…………………………

Ekonomi…………………………………

Elektrik-Elektronik………………………

Emniyet…………………………………

Enerji……………………………………

Finansal Veriler…………………………

Firma Bilgileri…………………………….

Fuarlar…………………………………….

Gayrimenkul Edinme…………………

Gazeteler………………………………

Gıda……………………………………

Girişimcilik……………………………

Gümrük…………………………………

Hastaneler…………………………………

Hazır Giyim………………………………

Hazine…………………………………….

Hukuk…………………………………….

IMF-Türkiye……………………………...

İhale………………………………………

İhracat……………………………………..

İnşaat………………………………………

İstanbul…………………………………

İş Konseyleri………………………………

İşgücü……………………………………

İthalat……………………………………..

Kalkınma Planları………………………

Kamu Kurumları…………………………..

Kamu Yatırımları………………………….

Kimlik…………………………………….

Kimya Sanayi……………………………..

KOBİ……………………………………

KOSGEB………………………………

Kuyumculuk……………………………

Makine…………………………………

Mali Kurumlar……………………….

Mali Piyasalar…………………………..

Meslek Odaları………………………….

Mevzuatlar……………………………

Milli Hesaplar…………………………..

Mobilya…………………………………

Müzeler…………………………………

Nakliye…………………………………

Organize Sanayi Bölgeleri………………

Oteller…………………………………..

Otomotiv………………………………

Ödemeler dengesi………………………

Para-Banka……………………………

Patent………………………………….

Reklam………………………………..

Resmi Gazete…………………………

Sağlık…………………………………

Sanayi ve Ticaret Odaları………………

Sektörel Dış Ticaret Şirketleri………….

Sektörler………………………………

Serbest Bölgeler………………………

Serbest Ticaret Anlaşmaları……………

Sicil Gazetesi…………………………..

Sigorta………………………………….

Standartlar……………………………

Şirket Kurma…………………………

Tarım…………………………………

Teknoparklar, Tekmerler………………

Tekstil……………………………….

Temel Ekonomik Göstergeler………..

Turizm……………………………….

Tüketici Hakları…………………….

Türk Cumhuriyetleri…………………

Türk İhracatçılar Rehberi……………..

Türkiye’de Yatırım…………………….

Türkiye-OECD………………………

Ulaşım……………………………….

Üniversiteler…………………………

Vergi…………………………………

Yabancı Sermaye…………………….

Yatırım Teşvikleri……………………

Yazılım……………………………….

Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri…….

Yurtdışındaki Türk İşadamları……….

ADLİYE

www.adliye.org

www.adliye.4mg.com

www.hukuki.net

http://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr

AKREDİTASYON

www.turkak.org.tr

www.ume.tubitak.gov.tr

www.yok.gov.tr

ANKARA

www.ankara.gov.tr

www.ankararehberi.com.tr

www.ankara-bld.gov.tr

ASKERLİK

www.asal.msb.gov.tr

AVRUPA BİRLİĞİ – TÜRKİYE

www.abgs.gov.tr

www.kobinet.org.tr/kosgebabm

www.sanayi.gov.tr

www.kosgeb.gov.tr

www.mfa.gov.tr

www.dtm.gov.tr

www.ankara.edu.tr

www.ikv.org.tr

www.belgenet.com/arsiv/ab/ab.html

AYAKKABICILIK

www.turkishoes.org

www.diyalog.com

BAKANLIKLAR

www.sanayi.gov.tr

www.adalet.gov.tr

www.calisma.gov.tr

www.cevreorman.gov.tr

www.mfa.gov.tr

www.enerji.gov.tr

www.icisleri.gov.tr

www.kultur.gov.tr

www.maliye.gov.tr

www.meb.gov.tr

www.msb.gov.tr

www.saglik.gov.tr

www.tarim.gov.tr

www.ubak.gov.tr

BANKALAR, FİNANS KURULUŞLARI

www.tbb.org.tr/asp/web.asp

www.tcmb.gov.tr

www.gazeteler.com

www.webrehberi.net

www.ziraat.com.tr

www.halkbank.com.tr

www.vakifbank.com.tr

www.isbank.com.tr

www.akbank.com.tr

www.yapikredi.com

www.pamukbank.com.tr

www.sekerbank.com.tr

www.garanti.com.tr

BELEDİYELER

www.belediyeler.net

www.devletim.com/belediyeler.asp

BİLİŞİM

www.tbd.org.tr

www.tubider.org.tr

www.bilisimsurasi.org.tr

http://ab.org.tr

BORSA

www.imkb.gov.tr

www.hufam.hacettepe.edu.tr

www.borsa.net

www.borsadirekt.com

BÜYÜKELÇİLİK VE KONSOLOSLUKLAR

www.mfa.gov.tr

www.kultur.gov.tr

www.ankara.gov.tr

www.turkish-media.com

www.biglook.com

CAMCILIK

www.sisecam.com.tr

www.pasabahce.com.tr

www.kultur.gov.tr

CUMHURBAŞKANLIĞI, BAŞBAKANLIK,TBMM

www.cankaya.gov.tr

www.tbmm.gov.tr

www.basbakanlik.gov.tr

ÇALIŞMA

www.calisma.gov.tr

www.iskur.gov.tr

www.bagkur.gov.tr

www.kobinet.org.tr

www.alomaliye.com

www.ceterisparibus.net

DERİCİLİK

www.dtm.gov.tr

www.tekstilci.org

www.istanbulderifuarı.com

www.turkishleather.com

DERNEKLER

www.tuketicikoruma.org

www.arama.com

DIŞ BORÇ

www.hazine.gov.tr

www.die.gov.tr

DIŞ TALEPLER

www.dtm.gov.tr

www.kobinet.org.tr

www.igeme.org.tr

www.ostim.org.tr

www.immib.org.tr

www.iib.org.tr

www.abm-istanbul.org

www.turkticaret.net

DIŞ TİCARET

www.dtm.gov.tr

www.die.gov.tr

www.gumruk.gov.tr

www.tdv.org.tr

www.deik.org.tr

www.igeme.org.tr

www.mevzuat.net

www.ceterisparibus.net

www.dtb.com.tr

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ VE TÜRKİYE

www.dtm.gov.tr

www.un.org.tr

www.tobb.org.tr

EKONOMİ

www.hazine.gov.tr

www.dtm.gov.tr

www.tcmb.gov.tr

www.dpt.gov.tr

www.maliye.gov.tr

www.die.gov.tr

www.ceterisparibus.net

ELEKTRİK-ELEKTRONİK

www.dtm.gov.tr

http://internetpaketi.org.tr

www.tmmob.org.tr

EMNİYET

www.egm.gov.tr

www.ankaraemniyet.gov.tr

www.iem.gov.tr

ENERJİ

www.enerji.gov.tr

www.epdk.gov.tr

www.dsi.gov.tr

www.enerjiforumu.com

FİNANSAL VERİLER

www.die.gov.tr

www.finansalforum.com.tr

www.ceterisparibus.com

FİRMA BİLGİLERİ

www.kobinet.org.tr

www.sanayi.tobb.org.tr

www.e-firmalar.com

www.firmalar.com

www.webrehberi.net

FUARLAR

www.dtm.gov.tr

www.kosgeb.gov.tr

www.igeme.org.tr

www.sektorel.com

www.fuartakip.com

www.bigglook.com

www.ekonomist.com.tr

GAYRİMENKUL EDİNME

www.tkgm.gov.tr

GAZETELER

www.byegm.gov.tr

www.gazeteler.com

GIDA

www.dtm.gov.tr

www.dpt.gov.tr

www.gidacilar.com

GİRİŞİMCİLİK

www.kosgeb.gov.tr

www.kobinet.org.tr

GÜMRÜK

www.gumruk.gov.tr

www.gumrukmevzuat.com

www.kultur.gov.tr

HASTANELER

www.kultur.gov.tr

www.ato.org.tr

www.ibb.gov.tr

HAZIR GİYİM

www.dtm.gov.tr

www.tgsd.org.tr

www.tekstilisveren.org.tr

www.tekstilci.org

HAZİNE

www.hazine.gov.tr

HUKUK

www.anayasa.gov.tr

www.yargitay.gov.tr

www.danistay.gov.tr

www.sayistay.gov.tr

www.hukukrehberi.net

IMF-TÜRKİYE

www.hazine.gov.tr

İHALE

www.kik.gov.tr

İHRACAT

www.dtm.gov.tr

www.igeme.org.tr

www.deik.org.tr

www.gumruk.gov.tr

www.eximbank.gov.tr

www.kosgeb.gov.tr

www.tobb.org.tr

www.mevzuat.net

www.tim.org.tr

İNŞAAT

www.insaat.org

www.yapirehberi.net

İSTANBUL

www.istanbul.gov.tr

www.istanbul.net.tr

www.istanbul-bld.gov.tr

İŞ KONSEYLERİ

www.deik.org.tr

www.kobinet.org.tr

İŞGÜCÜ

www.iskur.gov.tr

www.calisma.gov.tr

www.tisk.org.tr

İTHALAT

www.dtm.gov.tr

www.gumruk.gov.tr

www.igeme.gov.tr

www.mevzuat.net

KALKINMA PLANLARI

www.dpt.gov.tr

KAMU KURUMLARI

www.ist-def.gov.tr/linkler/kamukurum.htm

www.kultur.gov.tr

KAMU YATIRIMLARI

www.dpt.gov.tr

KİMLİK

http://tckimlik.nvi.gov.tr

KİMYA SANAYİ

www.dtm.gov.tr

www.tksd.org.tr

www.kimyaokulu.com

KOBİ

www.sanayi.gov.tr

www.kosgeb.gov.tr

www.kobinet.org.tr

www.hazine.gov.tr

KOSGEB

www.kosgeb.gov.tr

www.turkisadamlari.kosgeb.gov.tr

www.kobinet.org.tr

KUYUMCULUK

www.iko.org.tr

www.dtm.gov.tr

www.turkishtime.org

MAKİNE

www.dtm.gov.tr

www.oib.gov.tr

www.die.gov.tr

www.tiad.org

MALİ KURUMLAR

www.hazine.gov.tr

www.die.gov.tr

MALİ PİYASALAR

www.tcmb.gov.tr

www.dpt.gov.tr

MESLEK ODALARI

www.abchukuk.com/odalar.html

www.ist-def.gov.tr

MEVZUATLAR

www.maliye.gov.tr

www.gumruk.gov.tr

www.hazine.gov.tr

www.mevzuat.net

www.ermsdanismanlik.com

MİLLİ HESAPLAR

www.die.gov.tr

MOBİLYA

www.dtm.gov.tr

www.igeme.gov.tr

www.mobilyadergisi.com.tr

www.turkmobilya.com

MÜZELER

www.kultur.gov.tr

NAKLİYE

www.und.org.tr

www.tnd.org.tr

www.lojistikcenter.com

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ

www.ostim.org.tr

www.ikitelliorg.com

www.adanaorganize.org.tr

www.aosb.org.tr

www.antalyaosb.org.tr

www.bosb.org.tr

www.dosb.org.tr

www.eosb.org.tr

www.gosb.com.tr

www.iaosb.org.tr

www.kayseriorganize.org.tr

www.konya-orgmd.gov.tr

www.mosb.org.tr

www.tosbol.org.tr

OTELLER

www.hotelguide.com.tr

OTOMOTİV

www.dtm.gov.tr

www.oib.gov.tr

www.osd.org.tr

ÖDEMELER DENGESİ

www.tcmb.gov.tr

www.die.gov.tr

www.hazine.gov.tr

www.dtm.gov.tr

PARA-BANKA

www.die.gov.tr

www.maliye.gov.tr

www.tcmb.gov.tr

www.ceterisparibus.net

PATENT

www.turkpatent.gov.tr

REKLAM

www.rv.org.tr

www.reklamverenlerdernegi.org

RESMİ GAZETE

http://rega.basbakanlik.gov.tr

SAĞLIK

www.saglik.gov.tr

www.saglikvakfı.org.tr

www.ssyv.org.tr

www.ttb.org.tr

SANAYİ VE TİCARET ODALARI

www.tobb.org.tr

www.turkish-media.com

SEKTÖREL DIŞ TİCARET ŞİRKETLERİ

www.dtm.gov.tr

www.turkisadamlari.kosgeb.gov.tr

www.igeme.gov.tr

www.mevzuat.net

SEKTÖRLER

www.kobinet.org.tr

www.kosgeb.gov.tr

www.sektorum.com

www.dtm.gov.tr

www.dpt.gov.tr

www.ubak.gov.tr

www.enerji.gov.tr

www.epdk.gov.tr

www.oib.gov.tr

www.tcdd.gov.tr

www.itkib.org.tr

www.tekstilisveren.org.tr

www.tekstilci.org

www.und.org.tr

www.sektorel.com

www.diyalog.com

www.akib.org.tr

www.tubider.org.tr

www.turkish-media.com

www.turkadres.com

www.ceterisparibus.com

SERBEST BÖLGELER

www.gumruk.gov.tr

www.dtm.gov.tr

www.mevzuat.net

SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI

www.dtm.gov.tr

www.itkib.org.tr

SİCİL GAZETESİ

http://tsg.tobb.org.tr

SİGORTA

www.tsrsb.org.tr

www.bddk.org.tr

STANDARTLAR

www.tse.org.tr

www.dtm.gov.tr

ŞİRKET KURMA

www.sanayi.gov.tr

www.kobinet.org.tr

www.tobb.org.tr

www.yased.org.tr

TARIM

www.tarim.gov.tr

www.dtm.gov.tr

www.die.gov.tr

www.tarim.gen.tr

www.tuam.ege.edu.tr

TEKNOPARKLAR, TEKMERLER

www.tubitak.gov.tr

www.kosgeb.gov.tr

TEKSTİL

www.dtm.gov.tr

www.oib.gov.tr

www.itkib.org.tr

www.tekstilisveren.org.tr

www.tekstilci.org

TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER

www.hazine.gov.tr

www.dpt.gov.tr

www.die.gov.tr

TURİZM

www.turizm.gov.tr

www.kultur.gov.tr

www.turizmgazetesi.com

TÜKETİCİ HAKLARI

www.ttkd.org.tr

www.tuketicikoruma.org

www.tuketicihaklari.com

www.tuketicisikayetleri.com

TÜRK CUMHURİYETLERİ

www.tika.gov.tr

http://ekutup.dpt.gov.tr

www.ozturkler.com

TÜRK İHRACATÇILAR REHBERİ

www.dtm.gov.tr

www.igeme.org.tr

www.istanbul.gov.tr

www.tim.org.tr

TÜRKİYE’DE YATIRIM

www.hazine.gov.tr

www.kosgeb.gov.tr

www.kobinet.org.tr

www.dtm.gov.tr

TÜRKİYE-OECD

www.die.gov.tr

www.mfa.gov.tr

www.oecd.org

www.kosgeb.gov.tr

ULAŞIM

www.ubak.gov.tr

www.istanbul-ulasim.com.tr

www.neredennereye.com

ÜNİVERSİTELER

www.yok.gov.tr

www.tubitak.gov.tr

www.hacettepe.edu.tr

www.itu.edu.tr

www.metu.edu.tr

VERGİ

www.gelirler.gov.tr

www.kobinet.org.tr

YABANCI SERMAYE

www.yased.org.tr

www.hazine.gov.tr

www.deik.org.tr

www.investinginturkey.gov.tr

YATIRIM TEŞVİKLERİ

www.kosgeb.gov.tr

www.hazine.gov.tr

www.dtm.gov.tr

YAZILIM

www.yasad.org.tr

www.ceturk.com

www.dtm.gov.tr

http://turk.internet.com

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

www.hazine.gov.tr

www.dtm.gov.tr

www.deik.org.tr

www.die.gov.tr

www.turkihale.com.tr

YURTDIŞINDAKİ TÜRK İŞADAMLARI

www.turkisadamlari.kosgeb.gov.tr

www.dtm.gov.tr

www.dtwz.de

www.atiad.org

www.dutiv.org.tr

www.zft-online.de

www.bteu.de

www.tiad.ro

www.tiad.de

www.dtr-ihk.de

www.dutib.com

www.turkuschamber.org

www.rtibnet.com

www.dtmtokyo.org

www.tccij.com/tr/

www.musiad.org.tr/yurtDisiIrtibat/

www.muesiad-berlin.de/

www.tdu-berlin.de/

www.dtu-duesseldorf.de

www.tatso.org/

www.mtcci.com.au

www.turkisch.com

www.webisrehberi.com

Dosyalar

9. kalkınma Planı.İş Planı.Kosgeb destekleri 1.Kosgeb destekleri 2.Kosgeb arge destekleri.Kosgeb Tekmerleri.Motivasyon.Hayaller.Tübitak teydeb destekleri.Oslo Klavuzu Işığında Yenilik.Frascati Klavuzu Işığında Ar-Ge.Problem Çözme Teknikleri.Proje Yönetimi.Toplam Kalite Yönetimi.Matriks Organizasyonlar.Fikri Mülkiyet Hakları.Marka nedir?.Marka başvurusu.Marka koruma.Bitki Islahçı Hakları.Patent Bilgisi.Verimlilk.6.çerçeve programı.Kobilerin 6.çerveve programına katılımı.6.çeçeve programında uluslararası işbirliği.
6.çerçeve programı projesi hazırlama .6.çerçeve programı projesi sunma ve değerlendirme.Finansal Analiz.Örnek Finansal Analiz.Finansal Başarısızlık.Sermaye Piyasası Kurumu.İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi.AB'ye Özel sektörün intibakı.AB Çevre Müktesebatı.Stratejik Planlama.Bilgi Toplumu Stratejisi.Tarım Stratejileri.Kriz Yönetimi .EU Lobbying.Bilgi ekonomisinin reddettikleri.Teknokentler.Bilgi Ekonomisi.E-Ticaret'e Davet.TİKA Teknik Yardım Projeleri.Fikri Mülkiyet Hakları.Proje Yönetimi.Endüstriyel Tasarım Tescili.Tübitak Proje Destek Süreci.Pazar Araştırması ve Planlaması.Örgüt Yönetimi.Makale Yazma.Bilimsel Araştırma Teknikleri.


Yurtdışı Pazarları
Azerbaycan. Moğolistan. Türkmenistan. Kırgızistan. Kazakistan. Özbekistan. Ukrayna. Moldava. Romanya. Gürcistan. Makedonya. Bosna-Hersek.


Vizyon 2023 Teknolojik Öngörüleri
Strateji Belgesi. Üretim. Tasarım. Savunma Havacılık Uzay. Nano. Mekatronik. Malzeme. Enerji ve Çevre. Biyoloji ve Genetik. Bilişim.

Genel Bilgiler

FELSEFE
Dinler Tarihi.Atatürkçülük.
BİLİM
TOPLUM Dunya ekonomi tarihi.GIDA ÇEVRE SAĞLIK TARIM Bitki Islahı.MALZEME TEKNOLOJİ Nano Teknoloji.Bilgisayar Ağ Temelleri.ENERJİ TAŞIMACILIK UZAY Yıldızların İç Yapısı ve Evrimi.
SANAT
ROL MÜZİK EDEBİYAT YEMEK Denizlerimizdeki Balıklar.
SPOR
YAZ KIŞ MÜCADELE