Google'ın Reklam Gelirleri Tehlikede

Yavaşlayan Amerikan ekonomisi sonunda ülkenin Internet devi Google'ı da yaktı.
Google'ın Reklam Gelirleri Tehlikede
Yavaş büyüyen Amerikan ekonomisinden zarar gören Google'ın hisse değerleri düşüyor.
Google'ın hisse değerleri ülkenin ekonomik durumundan olumsuz yönde etkilenmeye başladı.
Comscore*'un araştırmasına göre Google'ın reklam gelirleri geçen seçeneye göre 1 milyon $ düşerek 532 milyon dolar olurken geçtiğimiz Salı günü şirketin hisse değeri de yüzde 4.57 oranında düşerek 464$ oldu.

2007 yılının Kasım ayı başlarında şirketin hisse değeri 747.24$'ı bulmuştu ve 2008'in başında düşüş başladı ve Google yeni seneye 700$'lık hisse değeriyle girdi.

Google'a aramak için giren insanların sayısı araştırmalara göre artmış görünse de, reklam tıklamalarında aynı artış görülmüyor ve bilindiği gibi reklam gelirleri Google'nın ana gelirlerinden biri.

Görünen o ki yavaş büyüyen Amerikan ekonomisi Google'a zarar vermeye devam edecek.

(*) İnternet pazarlama araştırmaları yapan bir şirket
Selim Öztürk

Hacker'lar artık Google'ı mı kullanacak?

Bir hacker grubu sitelere saldırmak için Google'ı kullanan bir araç geliştirdiklerini açıkladı!
Hacker'lar artık Google'ı mı kullanacak?
Internet'te adını sıkça duyuran bir hacker grubu olan Cult of the Dead Cow (cDc) bir web saldırı aracı yayımladı. Araç Google'ı kullanarak web sitelerinin açıklarını raporluyor, muhtemel saldırı önerilerinde bulunuyor.

Grubun mazereti, ürettikleri Goolag Scanner isimli uygulamanın aslında bir güvenlik uygulaması olduğu ve aslında site sahipleri tarafından kendi sitelerinin güvenliğini test etmek için kullanılması gerektiği...

Araç cDc grubunun 'Johnny I Hack Stuff' isimli üyesi tarafından yazılmış. Ayrıntılı bilgiye http://www.cultdeadcow.com/cms/main.php3 adresinden erişilebiliyor.

Tübitak'tan güvenli bir cep telefonu

Tübitak UEKAE, konuşmaları şifreleyen özel bir cep telefonu geliştirdi.
Tübitak'tan güvenli bir cep telefonu
Tübitak UEKAE,konuşmaları şifreleyen özel bir cep telefonu geliştirdi.

Tübitak Kriptoloji Araştırma Enstitüsü (UEKAE), Tübitak ile ortaklaşa yürüttüğü proje kapsamında milli bilgilerin korunması amacı ile iletişimde kullanılacak olan görüşmeleri şifreleyebilen özel bir cep telefonu geliştirdiler.

Projenin tamamen milli olduğu ve kendi imkanları ile geliştirdikleri vurgulanıyor. Proje sayesinde milli bilgiler yabancıların ellerine geçmesi önlenecek.

TÜBİTAK UEKAE'nın yaptığı açıklamada "Ülkemizde üretilen hassas bilgilerin yabancıların eline geçmemesi için yüksek teknolojili güvenli haberleşme sistemleri geliştiriyor. Bu sistemler başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, tüm kamu, özel kurum ve kuruluşların hizmetine sunuluyor. TÜBİTAK UEKAE tarafından tamamen özgün ve milli olarak geliştirilmiş modern teknolojiler sayesinde, Türkiye'nin adı artık bilgi güvenliği alanında dünyanın sayılı ülkeleri arasında geçiyor'' denildi.
Ongun Batuhan Altan

Nokia ve Google

Nokia ve Google işbirliği... Google Nokia telefonlara ne gibi bir katma değer getirecek?
Nokia ve Google
Nokia, Google'ın arama motorunu kendi uygulaması olan Nokia Search uygulaması ile entegre edeceğini duyurdu.

Yapılan açıklamaya göre Google'ın ekleneceği telefonlar ise ilk başta Nokia N96, Nokia N78, Nokia 6210 Navigator ve Nokia 6220 classic modelleri olacak.

Bu işbirliği ile birlikte kullanıcılar kendi cep telefonlarındaki verilerini de arayabilecekler. Kullanıcılar 100'den fazla ülkede 42 dilde yayınlanacak olan Nokia Search uygulamasına telefon ekranından tek bir tuş ile ulaşabilecekler.
Ongun Batuhan Altan

IBM veriyi ışık kullanarak iletmeyi başardı

IBM veriyi ışık kullanarak iletmeyi başardı

IBM 1 saniye içerisinde terabaytlarca bilgi transfer edebilecek bir sistem geliştirdi. IBM bilimadamları, yongalar içerisindeki bilgi akışını kablolarla değil, ışık ile göndermenin yolunu buldu. Henüz prototip aşamasında olan yeni teknoloji, çok büyük hacimli dosyaların saniyeler içerisinde transfer edilebilmesinin yolunu açıyor. Yeni teknoloji, 100 wattlık standart bir ampulün tükettiği enerjiyle 8 terabyte'lık bilginin, yani yaklaşık 5.000 yüksek çözünürlüklü video dosyasının 1 saniye içinde transfer edilebilmesini sağlıyor. Işıkla çalışacak yongalar, cep telefonlarından süper bilgisayarlara kadar tüm iletişim ve bilgi teknolojisi cihazlarında devrim yaratacak değişiklikler getirecek.

Mevcut yonga setlerinden 100 kat daha düşük enerji tüketimiyle dikkat çeken yeni teknoloji, tüketici elektroniğinden süper bilgisayar uygulamalarına kadar geniş bir alanda kullanılabilecek. Örneğin yüksek çözünürlüklü video (HD) uygulamalarındaki bant genişliği kayda değer şekilde artacak. Video servisi yapan siteler böylelikle milyonlarca videodan oluşan kütüphanelerine saniyeler içerisinde erişim imkanı sağlayabilecek.

Doktorlar hastalarının röntgen, MR ve tomografi gibi dijital tıbbi görüntülerini birbirleriyle anında paylaşabilecek. Işıkla çalışan küçük mikroçipler, tüketici elektroniği alanında, örneğin cep telefonlarının yüksek çözünürlüklü tam bir film dosyasını başka herhangi bir cihaza gerek duymadan birbirleri arasında aktarabilmesini sağlayacak. Yeni teknoloji, süper bilgisayarlarda devam eden tıp, iklim ve moleküler araştırmalara da önemli bir hız kazandıracak.

Araştırmayı yöneten ekibin lideri Clint Schow, "Geçtiğimiz yıl, standart bir yonga seti içerisinde önemli değişiklikler yaparak, tek bir film dosyasını 1 saniyede transfer edebilmeyi başarmıştık. Şimdi sadece 1 yıl içerisinde optik bir kablolama yaparak, ışığı veriyi taşıyan ana unsur haline getirmeyi başardık. Ürettiğimiz prototip yonga, sadece özel laboratuvar koşullarında çalışan bir teori değil, 2 yıl içerisinde pazara çıkabilecek düzeyde." dedi.

EINSTEIN'IN BEYNİNDE BİZDE OLMAYAN NE VAR?

© 2006 – Melik Duyar – Mega Hafıza Ltd.

http://www.kisiselgelisim.com/bolumler/images/einstein-bike.jpgİspanya'ya bir gezi için gittiğimde Salvador Dali'nin eserlerinin sergilendiği müzeyi de ziyaret etme imkanı buldum. Turistlerin akın akın eserlerini görmek için sıraya girdikleri bu dahi sanatçının eserlerini gördüğümde oldukça şaşırdım. Aslında “Fotografik Hafıza Teknikleri™”ni kullanırken benim beynimde de sürekli harika bir Salvador Dali'nin olduğunu bir kez daha fark ettim. İkimizin arasındaki tek fark, benim her gün “Akli Göz Tekniği™” olarak kullandığım hafıza ve hızlı öğrenme teknikleri sonucunu bu adam kağıtlara dökmüştü. Yıllar önce farkında olmadığım beynimdeki bu potansiyelin ortaya çıkmasındaki en büyük pay, “Fotografik Hafıza Teknikleri™” setinde anlattığım “hızlı öğrenme” ve “hafıza gücü” tekniklerine aittir.

Aslında sadece benim değil, hepimizin beyninde Salvadar Dali, Edision ve Einstein gibi bir dahi potansiyeli var. İçimizdeki bu dehaların ortaya çıkmasını engelleyen en önemli faktör, eğitim sisteminde her şeyi bilinç ve mantık çerçevesinde değerlendirmeye zorlanmamızdan ve hayal gücümüzün bastırılmasından başka bir şey değildir.

Peki Edison ve Einstein gibi dahiler biz normal insanlardan farklı bir beyne mi sahipler? Bu sorunun cevabı için onların öğrencilik ve iş geçmişlerine bakmak mantıklı bir yol olsa gerek.

Her ikisinde de çocukken dahi olduklarıyla ilgili bir belirtiye rastlanmamış. Aksine dahilerin çoğunun daha önce “öğrenme zorluğu çeken” ve “zor öğrenen” damgaları yediklerini öğrenmek insanı gerçekten şaşırtıyor.

Meşhur matematikçi Henri Poincare'nin zeka testinde çok başarısız olduğunu ve “aptal” olarak nitelendirildiğini duyduğumda da oldukça şaşırmıştım.

İnsan kendi kendine aşağıdaki soruları düşünmeden edemiyor;

Öğrenme zorluğu çeken bir insan nasıl oluyor da geçen zaman içinde dahi oluyor?

Yoksa onlar beyinlerindeki dehayı kendileri zaman içinde farklı bir şeyler yaparak mı geliştiriyorlar?

Eğer farklı bir şeyler yapıyorlarsa, bu farklı şeyler nedir?

Biz de aynı şeyleri yaparak beynimizdeki dehayı geliştirebilir miyiz?

Yaptığı 1093 adet buluşla patent alarak dünyanın en büyük mucidi olarak bilinen, ancak öğrencilik yıllarında “yavaş” olarak nitelenen Thomas Edison “Babam benim aptal olduğumu düşünüyordu” diyor.

Yine Albert Einstein okuma ve yazma zorluğu çektiği için öğrenme açısından kendi yaşıtlarından geri kalmıştı. Einstein'ın kız kardeşi Maja Winteler onun için; “Normal çocukluk gelişimi çok yavaştı. Lisanı çok zor kullanıyordu. Çevresindekiler onun konuşmayı tam olarak öğrenememesinden hep korktular. Söylemek istediklerini dudaklarını yavaşça hareket ettirerek kendi kendine tekrar ederek söylüyordu. Bu durumu yedi yaşına kadar devam etti” diyor.

Einstein'ın lisanı kullanımında zorlanması bir gün öğretmenlerinden birini çileden çıkarmış ve öğretmeni ona “Senden hiçbir şey olmaz” demişti. Zorla da olsa Eintein toparladı ve liseyi bitirdikten sonra üniversitede lisans seviyesinde eğitim görerek mezun oldu. Ancak hiçbir profesörden tavsiye mektubu alamadı ve akademik bir pozisyona atanamadı. Sonunda İsveç patent bürosunda düşük seviyede bir memur olarak işe başlamak zorunda kaldı. Geçmişteki başarı grafiği Einstein'ın artık gelecekte ortalama bir hayat süreceğini gösteriyordu.

http://www.kisiselgelisim.com/bolumler/images/einstein_dil.jpgAncak her şey birdenbire değişiverdi. 1905 yılında, daha henüz 26 yaşındayken, Einstein o meşhur “E=mc2” formülünü de içeren “İzafiyet Teorisi”ni yayınladı. On altı yıl sonra da Nobel Ödülünü alarak dünyaca tanınan bir bilim adamı oldu. 1955 yılında vefat etmesine rağmen, o ve onun posbıyıklı resmi hala bir “süper zeka” ve “deha” sembolü olarak bilinmektedir.

Ölümünden önce bilim adamları Einstein'a onun beynini ölümünden sonra incelemek istediklerini belirterek izin istediler. Einstein da bu izni, onlara vereceği kapalı bir zarfa koyduğu yazdıklarını, beyniyle ilgili Cornell Üniversitesinde yapılacak olan araştırmalar sonuçlandırıldıktan sonra kamuoyuna açıklamaları şartıyla kabul etti.

Bu izinden birkaç yıl sonra Einstein öldü. Einstein öldüğünde Princeton Hastanesinde patoloji uzmanı olan Dr. Thomas Harvey de otopsi yapan ekibin içindeydi. Harvey Einstein'in beynini tam kırk yıl bir kavanozda “formaldehyde” sıvı içinde saklayarak, araştırma yapmak isteyen bilim adamlarına dilim dilim keserek verdi. Ayrıca kendisi de birçok araştırmalar yaptı. Ancak kendisi hiçbir şey bulamadı.

Diğer bilim adamlarının haftalarca süren yoğun araştırma ve tartışmaları sonucunda elde edilen bulguların açıklanması için bir basın toplantısı düzenlendi. Açıklanan bilgi Einstein'ın beyninin normal bir insan beyninin 3/4'ü kadar olmasıydı. Bu bilginin haricinde başka hiçbir farklılık bulunamamıştı. Aslında insanların bekledikleri açıklama bu değildi. Merak edilen şey Einstein'ı Einstein yapan onun beynindeki hangi çalışma tarzından kaynaklandığıydı.

Basın toplantısından sonra herkesin merak ettiği Einstein'ın kapalı zarfı açılarak içinde yazılanlar okundu. Einstein aynen şöyle yazmıştı;

"Kendimin diğer insanlardan daha zeki olduğumu düşünmüyorum. Onlardan tek farkım hayal gücümü daha etkin kullanıyorum."

Albert Einstein

O yıllarda bir şey bulunamamıştı, ama 1980'in ilk yıllarında Berkeley'deki California Üniversitesinde nero-anatomist olan Marian Diamond Einstein'in beynindeki farklılıkla ilgili olağanüstü bir bulguyu açıkladı. Bu bulgu dünyada eğitime ve dehaya olan bakış açısını değiştirecekti.

http://www.kisiselgelisim.com/bolumler/images/einstein_b.jpgMerkezi sinir sisteminin insana benzemesinden dolayı fareler üzerinde birçok deneyler yapılmıştır. Marian Diamond yaptığı bu deneylerden birinde yeni doğan fareleri iki gruba ayırmıştır. Birinci grup fareler sade bir kafeste beslenirken, ikinci grup fareler içinde çeşitli labirentler ve renkli oyuncakların bulunduğu zengin bir kafeste büyütülmüşlerdir. Yapılan gözlemler labirentler ve çeşitli oyuncakların bulunduğu kafeste yetişen farelerin daha zeki oldukları ve diğerlerine göre daha hızlı öğrendiklerini ortaya koymuştur. Daha sonra her iki gruptan alınan farelerin beyinleri üzerinde yapılan incelemeler, sade kafeste büyüyen farelere oranla, labirentler ve oyuncaklarla dolu olan kafesteki farelerin beynindeki nöronlar arasındaki ilişki sayısının yaklaşık % 40 oranında daha fazla olduğunu göstermiştir.

Marian Einstein'in beynindeki nöronlar arasındaki ilişki sayısının da diğer insanlara oranla çok daha fazla olduğunu fark etti.

Ancak bu ilişkiler kişinin beynini kullanması, düşünmesi, kendi kendisine sorular sorması ve hayal gücünü kullanmasıyla oluşuyordu.

Beyindeki nöronlar arasındaki ilişkilerin artırılması herkesin kendi elindeydi. Yani herkes kendi beyninin mimarıydı.

Esas olan öğrenmeyi ve düşünmeyi öğrenmekti.

"Eğitim öğrenilen bilgiler unutulduktan sonra geriye kalan şeydir."

Albert Einstein

Dosyalar

9. kalkınma Planı.İş Planı.Kosgeb destekleri 1.Kosgeb destekleri 2.Kosgeb arge destekleri.Kosgeb Tekmerleri.Motivasyon.Hayaller.Tübitak teydeb destekleri.Oslo Klavuzu Işığında Yenilik.Frascati Klavuzu Işığında Ar-Ge.Problem Çözme Teknikleri.Proje Yönetimi.Toplam Kalite Yönetimi.Matriks Organizasyonlar.Fikri Mülkiyet Hakları.Marka nedir?.Marka başvurusu.Marka koruma.Bitki Islahçı Hakları.Patent Bilgisi.Verimlilk.6.çerçeve programı.Kobilerin 6.çerveve programına katılımı.6.çeçeve programında uluslararası işbirliği.
6.çerçeve programı projesi hazırlama .6.çerçeve programı projesi sunma ve değerlendirme.Finansal Analiz.Örnek Finansal Analiz.Finansal Başarısızlık.Sermaye Piyasası Kurumu.İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi.AB'ye Özel sektörün intibakı.AB Çevre Müktesebatı.Stratejik Planlama.Bilgi Toplumu Stratejisi.Tarım Stratejileri.Kriz Yönetimi .EU Lobbying.Bilgi ekonomisinin reddettikleri.Teknokentler.Bilgi Ekonomisi.E-Ticaret'e Davet.TİKA Teknik Yardım Projeleri.Fikri Mülkiyet Hakları.Proje Yönetimi.Endüstriyel Tasarım Tescili.Tübitak Proje Destek Süreci.Pazar Araştırması ve Planlaması.Örgüt Yönetimi.Makale Yazma.Bilimsel Araştırma Teknikleri.


Yurtdışı Pazarları
Azerbaycan. Moğolistan. Türkmenistan. Kırgızistan. Kazakistan. Özbekistan. Ukrayna. Moldava. Romanya. Gürcistan. Makedonya. Bosna-Hersek.


Vizyon 2023 Teknolojik Öngörüleri
Strateji Belgesi. Üretim. Tasarım. Savunma Havacılık Uzay. Nano. Mekatronik. Malzeme. Enerji ve Çevre. Biyoloji ve Genetik. Bilişim.

Genel Bilgiler

FELSEFE
Dinler Tarihi.Atatürkçülük.
BİLİM
TOPLUM Dunya ekonomi tarihi.GIDA ÇEVRE SAĞLIK TARIM Bitki Islahı.MALZEME TEKNOLOJİ Nano Teknoloji.Bilgisayar Ağ Temelleri.ENERJİ TAŞIMACILIK UZAY Yıldızların İç Yapısı ve Evrimi.
SANAT
ROL MÜZİK EDEBİYAT YEMEK Denizlerimizdeki Balıklar.
SPOR
YAZ KIŞ MÜCADELE