Bölgesel Olarak Kullanılan Sosyal Ağ Siteleri

Sosyal paylaşım siteleri kavramını en çok pekiştiren site Facebook olmuştur. Dünya çapında bir site görünümüne kavuştuktan sonra belkide şu andaki yeni tasarımın bir önceki hali kullanıcıları ve hızlı basit kullanım açısından patlamayı yaşattı. Bu yazıma Facebook’a değinerek başlamamın sebebi konunun en büyük muhattabı olmasıdır.

Ülkeler bazında internet kullanıcılarını hangi sosyal ağ sitelerini kullandığına bakacağız. Bir Facebook birde Google’ın türk mühendisinden güney amerikayı kasıp kavuran Orkut bir diğer Amerikalı MySpace hepsi bir arada ama hepsi de internetin kızışan piyasasında, başarının sırrı ise ayrıntılarda gizli olduğunu artık biliyoruz.

Hangi bölgede ve ülkede hangi sosyal ağ siteleri kullanılıyor bunlara göz atalım. İlk olarak Güney ve Kuzey Amerika’dan başlayalım. Teknoloji devlerinin anayurdu Amerika’da müthiş bir MySpace kullanımı var. Onu yine aynı oranda takip eden Facebook. Ama ciddi bir Myspace kullanımı mevcut.

Bir not düşmem gerekiyor aslında buraya, MySpace’ın bu başarısı karşısında birçok şirket, MySpace ile balıklamasına bir rekabete girmeye cesaret edemiyor. Bunun yerine bu şirketler pazarda niş (spesifik bir kesim) bulmaya çalışıyorlar ve hala bu konuda bir şansları olduğunu düşünüyorlar. Paralar da bunu başarabilmek adına harcanmaya devam ediyor. Burada kilit nokta ise insanlara sosyal içerikli hizmet ve fırsatların, bunların dışında kalan bir takım çekici özelliklerle birlikte sunulacağı siteler hazırlamak.

Kuzey Amerika’da ise ciddi bir Facebook kullanım potansiyeli var. Canada bir anlamda Facebook kullanımı ile California’daki MySpace merkezine göz kırpıyor.

Google’ın sosyal ağ sitesi Orkut ise Latin Amerika ülkelerinde ciddi bir kullanımı söz konusu. Brezilya, Arjantin gibi sosyal paylaşım sitelerine olan ilgide Orkut ön sırayı alıyor. Zaten Orkut’un en başarılı olduğu ülkeler ve bölgeler buralar. Bir diğerleride onlarada aşağıya doğru karşımıza çıkacak olan Asya ülkelerinden Hindistan, Pakistan gibi ülkeler.

Güney Amerika’nın belli bir kısmı daha doğuda yer alan Peru bir diğer bu alandaki site olan Hi-5’i aktif olarak kullanıyor. Amerika demişken biraz daha aşağıya inip Meksika’yı unutmak olmaz. Onlarda Hi-5’i en aktif kullanan ülkeler arasındalar.

Ve gelelim Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Avrupa’ya. Baştan söyleyeyim Facebook fırtınası burada da devam ediyor. Tabi –ki önemli olan Avrupa ülkelerinden bazılarının kendi sosyal ağ sitelerini popüler olarak kullanması bu alandaki rakabetin önemini ortaya koyuyor. Alt resimde Avrupa’yı görüyorsunuz. Mavi olarak en dikkat çekici ülke Rusya Federasyonu. Rusya özellikle kendi sosyal ağ sitesini çıkarmış olmanın verdiği rahatlıkla V Kontakte adlı sitelerini kullanıyor.

Yine İspanya’da Tuenti adlı sosyal ağ sitesi aktif olarak kullanıyor. Fransa Skyrock adlı resim, video paylaşımı ağırlıklı sitesiyle bu alanda ülkelere karşılık veriyor bir anlamda. Litvanya’da aynı şekilde One.lt adındaki arkadaşlık sitesiyle bu alanda yer alan ülkelerden birisi. İngiletere’de Facebook kullanımı oldukça fazla. İngiltere’nin komuşusu bilişim şirketlerinin Avrupa’daki genel merkezleriyle adından söz ettiren İrlanda’da ise Bebo sosyal ağ sitesi aktif olarak kullanılıyor. Polonya’da yine ülkenin kendi resmi dilinde yayın yapan yerli üretim bir sosyal ağ sitesi dikkat çekiyor Grono adlı sitesi kullanıcılar arasında aktif olarak kullanılıyor.

Ve geliyoruz Orta Doğu Afrika ülkelerine. Yine haritadan belli olduğu gibi ciddi bölgede ciddi bir Facebook kullanımı söz konusu. Haritada dikkat çekici önemli noktalardan birisi bölgenin sosyal ve ekonomik bir sıkıntı içerisinde olması gri renkli ülkelerdeki bırakın internet’i bilgisayar kullanımı oranları bile çok düşüktür. Yanlızca resmi devlet kurumlarında bilgisayarların uluslararası konulardaki iletişimleri için kullanılıyor. Bölgede Facebook kullanan ülkeler Libya, Mısır, Sudan, Tunus, Tanzanya, Kenya, Morocco, Arabistan, Yemen, Nijerya, Güney Afrika, Madacascar.

Sarı renkli dikkat çeken site İran’dan arapça içeriğiyle Cloob.com Bu site İran ile sınırlı kalmamış ve özellikle kendine Arabistan gibi ülkelerden de belli bir kullanıcı oranı çekmeyi başarmış. İran devlet yönetimi belli dönemlerde internet’te sosyal ağ sitelerinin içeriklerinde dini yönden uygun bulmayıp erişime kapattığı dönemlerde kullanıcılar Cloob’a yönelmek durumunda kalıyorlar. Çünkü bölgede Orkut kullanımıda var ancak ülke bazında bir hizmet olması dolayısıyla site editörleri dini yönden ve şeriat kanunlarına uygun olmayan içeriklere titiz davranmaya özen gösteriyorlar. Afrika’da yine bir popüler sosyal ağ sitesi Hi-5’de var. Hi-5 kullanan ülkeler de Mozambik, Angola, Kamerun, Senegal, Burkina Faso. Şimdi sizleri bu Afrika ülkeleri şaşırtmasın. Çünkü belli bir kullanıcı oranı mevcut, ülkelerin genelinde internet kullanımı söz konusu değil. Yanlızca bu ülkelerin hangi sosyal ağ sitesine girdiklerini belirtiyor bu oranlar.




Güney Kore’de CyWorld sosyal ağ sitesi ağırlıklı olarak kullanılıyor. Arkadaşlık bulma, ürün satışı, haberler gibi içerikleri barındıran site bu açıdan ciddi bir kullanım oranı yakalamış durumda. Çin’de Xiaonei sitesi ağırlıklı olarak kullanılıyor. Facebook kullanımı’da iyi sayılır ama Xiaonei’nin üstünlüğü ciddi bir boyutta. Zaten siteye girdiğiniz zaman Facebook vari bir görsel tasarım ile karşılaşıyorsunuz hatta tamamen Facebook klonlamasından diyebiliriz ) ama yine de uzun süredir yayın yapan bir site.

Orkut’un bir anlamda en sıcak yuvası Hindistan sosyal ağ sitelerinde tercihini bu Google türk yapımı siteden yana kullanmış. Hemen komşu ülke Pakistan istatistiklerde Facebook diyor ama Google’dan uzmanlar orada da Orkut ile lideriz cevabını veriyor. Bölge’de Hi-5 kullanan ülkeler Tayland, Kamboçya, Moğolistan, Nepal.

Friendster kullanımında bölge de Endonezya, Filipinler liderliği üstlenmiş durumda. Japonya’da yine resmi dilinde yayın yapan Mixi.jp kullanım oranı ile lider konumunda. Tayvan’da Wretch adlı sosyal paylaşım sitesi aktif kullanımı ile üst sıralarda. Ve son olarak Avustralya’da Facebook kullanımı ile sosyal ağ siteleri arasında en üst sırada. Kısaca genel bir değerlendirme yapmak gerekirse Facebook kullanımı genel oranda liderliği sürdürüyor. Ama şu mesaj önemli özellikle Avrupa ülkelerinin kendi sosyal ağ sitelerini tercih etme meselesinde Türkiye olarak bizde azımsanmayacak bir oranla kendi sitelerimizi kullandığımızı belirtmek istedim. Aklıma ilk gelen Mynet bu açıdan önemli bir platform.

Sosyal ağ siteleri için bu örnekler artırılabilir. Ancak hepsinde ortak olan özellik sadece sosyal içerikli bir ağ kurmayı başarmış olmaları değil, bunu yaparken aynı zamanda spesifik bir işlevi de yerine getiriyor olmaları. Geleceğin başarılı sitelerinin çıkış noktası da bu olsa gerek…

http://baybedava.wordpress.com/2009/01/18/bolgesel-olarak-kullanilan-sosyal-ag-siteleri/


EKOLOJİK TARIMDA İLKE VE KAVRAMLAR

Günümüzde, çevre koruma, insan ve toplum sağlığı bilinci ülkelere göre farklı düzeylerde olmakla birlikte çok büyük gelişmeler göstermiştir. Çevre kirliliği denildiğinde genellikle hava kirliliği, endüstriyel atıklar, nükleer atıklar ses kirliliği gibi kirlilik konuları öncelikle akla gelmektedir. Fakat çevreyi sömüren ve kirleten, sentetik kimyasal girdileri çoğu zaman kontrolsüzce kullanan konvansiyonel tarımın yarattığı kirlilik, doğal dengenin bozulmasına neden olan etkileri, çevre kirliliği ve besin zincirleriyle tüm canlılara ulaşabilen hayati tehlike,
diğer kirlilikler kadar dikkat çekmemektedir. Entansif, yoğun tarım adlarıyla da isimlendirilen konvansiyonel tarım yönteminin amacı birim alandan en yüksek ürünü kaldırmaktır. Bu amaca ulaşmak için genellikle tek üründe uzmanlaşmış insanlar, monokültür tarım ve ürünü garanti altına almak için gittikçe artan oranlarda kullanılan sentetik mineral gübreler ve sentetik kimyasal tarım ilaçları tercih edilmiştir. Bunun sakıncaları zamanla ortaya çıkmıştır.
Örneğin doğal dengenin bozulması, toprağın erozyona uğraması ile toprak kayıplarında nispi artışlar, toprakta organik madde ve humus yokluğu nedeniyle toprak mikroorganizma hayatının tahribi, toprak profilinde A horizonunun kaybı ve mineral toprak profilinin kalışı ve benzeri olaylar gösterilebilir. Sürekli monokültür, münavebenin gereği gibi yapılmaması, söz konusu ürünlere zarar veren hastalık ve zararlıların aşırı çoğalmalarına neden olmuş ve algınlar yaşanmıştır. Bu kez, mücadele etmek için bilinçli olarak kullanılmayan sentetik kimyasal pestisitler, bazı faydalı ırkların kaybolmasına neden olmuş ve biyolojik mücadele ortamı tahrip edilmiştir. Daha çok ürün amacı ile topraklar aşırı şekilde sentetik mineral maddelerle gübrelenmiştir. Bunlardan özellikle çabuk yıkanan azotlu gübrelerin yer altı sularına kadar ulaşmasıyla, hayvan ve insanlarda nitrat zehirlenmeleri görülmüştür.
Yetiştiricilikte ürünün kalitesi ikinci plana atılmıştır. Daha ekonomik ürün elde etmek için mekanizasyonun arttırılması ve özellikle bilinçsiz uygulamalar, toprağın canlı tabakasını yok etmiş ve hard-penler (sert tabakalar), toprakta sıkışmalar yaratarak erozyonu teşvik etmiştir. Görünüşte ekonomik gibi görünen üretim, aslında en kıymetli varlığımız olan toprağın canlı kısmının ölmesi veya akıp gitmesi ile bize çok pahalıya mal olmaktadır. Bu gibi örnekler tarımla uğraşan herkesin gördüğü ve çeşitlendirebileceği cinstendir. ABD’de pestisitlerle ilgili çok çarpıcı bir örneğe göre l950’den 1967’ye kadar pestisit kullanımı % 168 oranında artmıştır. Buna karşılık 1960 yılında pestisitlere dayanıklı 160 adet potansiyel zararlı türü bilinmekte iken bu sayı günümüzde yaklaşık %300 oranında artmıştır. Bunun anlamı, pestisitlere dayanıklı daha güçlü salgınlar yapabilecek zararlı biotiplerinin ortaya çıkışı ve doğal beslenme ortamlarının tahrip edilmesi nedeniyle kültür bitkilerine yönelen türlerin çoğalması demektir.
Yukarıda saydığımız koşullar karşısında gelir düzeyi yüksek ülkeler başta olmak üzere birçok ülkelerde bilinçlenerek örgütlenen üretici ve tüketiciler doğayı tahrip etmeyen yöntemlerle, insanlarda toksak (zehirli) etki yapmayan tarımsal ürünleri üretmeyi ve tüketmeyi tercih etmeğe başlamıştır. Bu amaçla yeni bir üretim tarzı, konvansiyonel tarıma alternatif olarak ortaya konmuş ve değişik ülkelerde Ekolojik veya Organik veya Biyolojik Tarım isimleriyle anılmıştır. Ekolojik tarım Avrupa Birliği ve FAO tarafından alternatif üretim yöntemi olarak kabul edilmiş ve programlarına alınmıştır.
Bu çerçevede Ekolojik tarımı ana hatları ile şu şekilde tanımlayabiliriz:
“Ekolojik tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal
dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini
içermekte olup, esas itibariyle sentetik kimyasal ilaçlar ve gübrelerin kullanımının
yasaklanmasının yanında, organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın
muhafazası, bitkinin direncini arttırma, parazit ve predatörlerden yararlanmayı
tavsiye eden, bütün bu olanakların kapalı bir sistemde oluşturulmasını talep eden,
üretimde miktar artışı yanında ürünün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan bir
üretim şeklidir.”
3.2. Ekolojik Tarımın İlkeleriEkolojik tarımda farklı bitkisel ve hayvansal ürünler için farklı üretim yöntemleri mevcut olup bunların ortak ilkeleri şunlardır:
1. Öncelikle, tarımsal üretimde, üretim ile ilişkili tüm faktörler ve olaylar bir bütün halinde dikkate alınmalı ve ekolojik üretim yapan tarım işletmesinin kendi kendine yeterliliği sağlanmalıdır. Bunun için toprak. bitki, hayvan ve insan arasındaki doğal döngünün doğal kökenli ham maddeler kullanılarak mümkün olduğunca işletmenin kendi içinden veya yakın çevresinden sağlanmasına gayret edilmelidir.
2. Tarımsal üretimle beraber ortaya çıkan ve yakın çevreden temin edilen tüm ham maddelerin ve diğer işletme girdilerinin çevreyi tehdit eden her türlü etkisi azaltılmalı veya bunlardan tamamen kaçınmaya çalışılmalıdır.
3. Toprağın iyileştirilmesi ve içindeki organizmaların korunması, beslenmesi sağlanmalı; toprak sömürülmemeli; tersine doğal verimliliği arttırılmalıdır. Bunu sağlamak için münavebe, organik gübreleme yapılmalı ayrıca uygun toprak işleme yöntemleri kullanılmalıdır.
Örneğin çiftlik gübresi ve/veya organik atıklar kullanılarak aerobik ortamda hazırlanan kompost amaca uygun bir şekilde kullanılır. Bundan başka kaya unları, alg ürünleri, diğer ilave maddeler kullanılabilir ve yeşil gübreleme yapılabilir.
Bu uygulamalarla toprağın biyolojik olayları teşvik edilerek bazı bitki besinleri dolaylı yoldan hareketli hale getirilmekte böylece bitkinin sağlıklı ve dengeli büyümesine ortam sağlanmaktadır.
4. Bitkilerin hastalıklar ve zararlılara karşı direnci bazı ek desteklemelerle arttırılmalıdır. Örneğin, çok yıllık bitkilerde, bitki altına ve/veya sıra aralamada yapılacak ekimlerin mevcut ekolojik ortama uygun ve dengeli karışımlar halinde hazırlanıp uygulanması, yapılacak münavebelerde karışımda baklagil miktarının yüksek tutulması, bitkisel üretim ve hayvancılığın kombine edilerek yapılması gibi uygulamalarla bitkilerin direnci arttırılabilir.
5. Bitki tür ve çeşitlerinin (keza hayvanların) seçiminde, üretim yapılacak yerin ekolojik koşulları ve bu koşullarda hastalıklara en az seviyede yakalanma olasılıkları dikkate alınmalıdır. Bunun yanında sağlıklı, dayanıklı tohum, fidan ve hayvan kullanılmalıdır.
6. Ekolojik tarımda, bitki sağlığı açısından yukarıda adı geçen ve etkileri uzun sürede görülebilen önlemler yanında erken uyarı sistemlerinin kullanılması
ve faydalı canlıların teşvik edilmesi de bitki koruma kavramının önemli bir parçasıdır.
Bu konuda zararlılarla mücadelede biyoteknik yöntemler (örneğin Bacillus thuringiensis preparatları, feromon tuzakları, faydalı akarlar v.b.) ve kültürel önlemler (örneğin yabancı otların toprak işlemeyle veya yakarak yok edilmesi, vb.) uygulanabilir. Eğer sorun ürünü tehdit edici boyutlara ulaşırsa o zaman bitkisel veya mineral kökenli özel maddeler ve preparatlar kullanılabilir.
7. Yukarıda anlatılan, toprak strüktürünü iyileştirici ve humus miktarını arttırıcı önlemlerle beraber toprağı koruyucu, enerji tasarrufu sağlayan, çalışılan verim koşullarına uygun toprak işleme yöntemleri uygulanmalıdır. Bunun için, toprağın yapısı ve koşullarına dikkat edilmeli, çizici aletlerle çalışılmalı, pulluk gibi toprağı devirerek işleyen aletlere mümkün olduğunca az yer verilmeli ve temel kural olarak gereğinden fazla sayıda toprak işlemeden kaçınılmalıdır.
8. İşletmedeki hayvanların sağlığının iyi, verimlilik kapasitesinin yüksek ve uzun ömürlü olması teşvik edilmelidir. Bunun için ağılların usulüne uygun olması, beslenmenin mümkün olduğunca işletmenin kendi ürünleri ve yem bitkileri ile sağlanması, yemlere kimyasal maddeler (antibiyotikler, kilo arttırıcı katkı maddeleri vb.) katılmaması, uygun ıslah çalışmaları ile istenen gelişmelerin temin edilmesine çalışılmalıdır.
9. Yetiştirilen hayvan sayısı kullanılan tarımsal arazi büyüklüğüne uygun olmalı ve bir hektar için gübre miktarı 170 kg/N/Ha/yıldan fazla olmamalıdır. Bu değere göre bir hektar arazide 2 adet inek veya sığır, 13,3 koyun veya keçi, 580 etlik piliç veya 230 yumurta tavuğu v.d. beslenebilir. Eğer barınak kullanılacaksa yönetmelikte belirtilen sayılarda kanatlı, büyük veya küçükbaş bulundurulabilir. Bununla beraber ekolojik tarım mevcut koşullara göre gereken çiftlik gübresi dışarıdan temin edilerek hiç hayvan beslemeden de yapılabilmektedir.
10. Bilindiği gibi tarımsal üretimde, verim ve kalite arasında ters bir orantı mevcuttur. Genel kural olarak ikisi arasında denge kurulmalıdır. Ancak ekolojik tarımda bu denge oluşturulur iken verimdeki artış ile birlikte ürün kalitesindeki artışta ihmal edilmemelidir.
11. Ekolojik üretim yapan tarım işletmesinde başta petrol olmak üzere fosil yakıtlar ve diğer enerji kaynakları optimum verimi sağlayacak düzeyde azami tasarruf kuralına uyularak kullanılmalıdır. Enerji kullanımında güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi gibi doğal enerji kaynakları olabildiğince tercih edilmelidir.
12. Tarım işletmesi çok yönlü ve çekici bir şekilde düzenlenmelidir (Peyzaj düzenlenmeleri, meyve bahçeleri vb.). Bu amaçla dinlendirici etkiye sahip bir mekanın kurulması, bunun muhafazası ve uzun süreli faydalı üretim (sürdürülebilirlik) esas alınmalıdır.
13. Ekolojik tarım işletmeleri gelişme olanakları bulunan; üreticiye, çalışanlarına tatmin edici kazanç ve imkan sağlayabilen yeterlilikte olmalıdır. Ekolojik işletmede, işletme organizasyonu çok yönlü olduğundan dolayısıyla pazara farklı ürün çeşitleri sunulabildiğinden işletmecinin rizikosu azalmaktadır. Bunun yanında işletmede kullanılan enerji ve girdilerdeki azalma ekonomik avantaj sağlamaktadır.
14. Ekolojik tarımda kullanımı yasaklanan bazı maddeler şunlardır:
Sentetik kimyasal gübreler ve sentetik kimyasal ilaçlar.
Depoda koruyuculuğu arttıran ve hasattan sonra olgunlaşmayı teşvik edici sentetik kimyasal maddeler.
Bitki ve hayvan yetiştirmede hormonlar ve büyüme düzenleyici maddeler.
15. Ekolojik tarım girdi kullanılmadan yapılan bir tarım şekli değildir. Kullanılacak girdiler yönetmelikte belirtilen maddeler olmalı veya ekolojik tarımda kullanma sertifikasına sahip ürünler olmalıdır. Örneğin; 1l Temmuz 2002 tarih 24812 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelikte de ifade edildiği gibi, ekolojik olarak üretilmiş ürünlerin işlenmesi ve hazırlanması sırasında kullanılabilecek maddeler yanında, ekolojik tarımsal üretimde bitki besin maddesi olarak ve hastalık kontrolünde kullanılabilecek ürünler ve bunların kullanım koşulları belirtilmiştir. Buna göre;
3.2.1.Gübreleme ve toprak iyileştirmede kullanılabilecek maddeler:Çiftlikte üretilen Organik Maddeler: Çiftlik gübresi, çiftlik sıvı atıkları (şerbet), kurutulmuş çiftlik gübresi ve dehidre kanatlı gübresi, kanatlı ve çiftlik gübresinden elde edilmiş kompostlar, bitki atıkları ve yeşil gübreler, saman, yaprak ve diğer bitkiler, fındık cüruf kompostu, bitki yaprakları ve diğer maddelerden yapılan kompostlar.
Diğer Organik Maddeler: Diğer kaynaklardan sağlanan sap ve saman kültür mantarı üretim artıkları bıçkı tozu, talaş, ağaç artıkları ve kabukları, talaş ve tahta parçaları, ağaç kabuğu kompostu, ağaç külü, deniz yosunları ve deniz yosunu ürünleri, kuş gübreleri, solucan ve böcek dışkıları, gıda ve tekstil endüstrisinden sağlanan organik yan ürünler, turta (torf, peat), gübre için bitki kaynaklı ürünler (ör; yağlı tohum küspesi, mait vs.), organik kentsel atıklardan yapılan kompost
Hayvansal Kaynaklı Ürün ve Yan Ürünler: Kan unu, tırnak ve boynuz unu, kemik unu (veya jel formu), balık unu, et unu, tüy, saç unu, yün kürkü, saç, süt ürünleri.
Mineraller ve Kakaçlar: Humat, ham hürnik asit tozu (Leonardit), Hürnik asit, alçı taşı (jips), tebeşir, doğal kalsiyum karbonat, yumuşak kaya fosfatı, krandalit, fosfolit, Alüminyum Kalsiyum fosfat, silvinit, karnalit, lagbenit, kainit, dolomit, epsomit, deniz yosunu esaslı fosil kayalar, tüf, kükürt, borat, kaya unu, demir sülfat, demir vermikulit, perlit, klinoptilolit, cüruf, sodyum klorür, şeker üretiminden elde edilen endüstriyel kireç, mikro elementler (eser maddeler) (kontrol organınca tanınmış)
Mikrobiyol Gübreler: Rhizodium bakterileri, azotlu bakteriler, azospirillum, Clostridium, mavi-yeşil algler, inikorizalar.
3.2.2Bitki zararlı ve hastalıkların kontrolünde kullanılabilecek ürünler
Bitki ve hayvansal orijinli maddeler: Nem ekstraktı, hidrolize proteinler, lesitin, balmumu, jelatin, nikotin ekstraktı, nane ve kimyon yağı gibi yağlar, chrysanthemum cineria efolium’dan ekstrakte edilen doğal proteinler, quasria ekstraktı, retonone ekstraktı.
Biyolojik Zararlı Kontrolünde Kullanılacak Mikroorganizmalar:
Bakteri, virüs ve mantar gibi organizmalar (ör: Bacillus thuringiensis preparatları, granüler yapıda virüs preparatları
Tuzak, Dağıtıcı ve Çekicilerde Kullanılabilen Maddeler: Diamonyum fosfat, metaldehit, feromo, sentetik piretroitler (sadece deltamethrin veya lambda cyhalothrin).
Geleneksel Olarak Kullanılan Maddeler: Bakır hidroksit, bakır oksiklorür, bakır sülfat, bakır oksit, etilen, arap sabunu, kalinit, kalsiyum polisülfit, parafın yağları, mineral yağlar, potasyum permanganat, kuartz tuzu, kükürt, demir III ortofosfat.

Dosyalar

9. kalkınma Planı.İş Planı.Kosgeb destekleri 1.Kosgeb destekleri 2.Kosgeb arge destekleri.Kosgeb Tekmerleri.Motivasyon.Hayaller.Tübitak teydeb destekleri.Oslo Klavuzu Işığında Yenilik.Frascati Klavuzu Işığında Ar-Ge.Problem Çözme Teknikleri.Proje Yönetimi.Toplam Kalite Yönetimi.Matriks Organizasyonlar.Fikri Mülkiyet Hakları.Marka nedir?.Marka başvurusu.Marka koruma.Bitki Islahçı Hakları.Patent Bilgisi.Verimlilk.6.çerçeve programı.Kobilerin 6.çerveve programına katılımı.6.çeçeve programında uluslararası işbirliği.
6.çerçeve programı projesi hazırlama .6.çerçeve programı projesi sunma ve değerlendirme.Finansal Analiz.Örnek Finansal Analiz.Finansal Başarısızlık.Sermaye Piyasası Kurumu.İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi.AB'ye Özel sektörün intibakı.AB Çevre Müktesebatı.Stratejik Planlama.Bilgi Toplumu Stratejisi.Tarım Stratejileri.Kriz Yönetimi .EU Lobbying.Bilgi ekonomisinin reddettikleri.Teknokentler.Bilgi Ekonomisi.E-Ticaret'e Davet.TİKA Teknik Yardım Projeleri.Fikri Mülkiyet Hakları.Proje Yönetimi.Endüstriyel Tasarım Tescili.Tübitak Proje Destek Süreci.Pazar Araştırması ve Planlaması.Örgüt Yönetimi.Makale Yazma.Bilimsel Araştırma Teknikleri.


Yurtdışı Pazarları
Azerbaycan. Moğolistan. Türkmenistan. Kırgızistan. Kazakistan. Özbekistan. Ukrayna. Moldava. Romanya. Gürcistan. Makedonya. Bosna-Hersek.


Vizyon 2023 Teknolojik Öngörüleri
Strateji Belgesi. Üretim. Tasarım. Savunma Havacılık Uzay. Nano. Mekatronik. Malzeme. Enerji ve Çevre. Biyoloji ve Genetik. Bilişim.

Genel Bilgiler

FELSEFE
Dinler Tarihi.Atatürkçülük.
BİLİM
TOPLUM Dunya ekonomi tarihi.GIDA ÇEVRE SAĞLIK TARIM Bitki Islahı.MALZEME TEKNOLOJİ Nano Teknoloji.Bilgisayar Ağ Temelleri.ENERJİ TAŞIMACILIK UZAY Yıldızların İç Yapısı ve Evrimi.
SANAT
ROL MÜZİK EDEBİYAT YEMEK Denizlerimizdeki Balıklar.
SPOR
YAZ KIŞ MÜCADELE